Monday, November 07, 2011

kurban bayramı 2011

evlendiğimizden beri kurban bayramlarım imtihan şeklinde geçiyor. 5 yıllık evliyiz ve her kurban bayramımı acayip gergin geçirdim. mehmet için öyle değil ama.
hepsini tek tek yazmak istedim ama sonra üşendim ve bir de onları günün birinde mehmetin ailesinden birinin görme ihtimalini düşündüm ve vazgeçtim.
dediğim gibi her kurban benim için stresli geçtiği için bu bayramı heyecanla bekliyordum bakalım ne olacak diye.
bu bayram icap bendenize kaldı. ilk başta acayip stres yaptım ama sonra aralıkta icap tutmama fikri beni mutlu etti ve 9 gün çalışsam birşey olmaz herhalde diye düşünmeye başladım. iyi geçer İnşallah.
arefe günü uyandık ki sularımız yok ve dışarda (ilçede yaşamanın bir işareti) belediyeden suların bir müddet kesik olacağına dair anons yapılıyordu. bu bir müddet bayramın 1. günü akşama kadar devam etti. bayram sabahı mehmet camiden geldiğinde sular hala kesik, erken kalkıp napacağız dedim ve bayram sabahına klasik hafta sonu gibi başladık. kalktığımızda mehmet belediyeye telefon açı, sonra da ilerleyen saatlerde ben, her seferinde 1 saat içinde gelecek cevabını aldık. sonunda pes ettik ve akşam sular az da olsa geldiğinde acayip mutlu olduk ve hemen suyla yapılacak tüm işlerimizi yaptık. temizlik gibisi var mı?
bu bayramki imtihanım su kesilmesi mi acaba diye düşündüm ve eğer buysa hamdolsun dedim. çünkü kurban da kesmedik suyla ne kadar işimiz olacak ki?
2 sene önceki bayramda burada 'et, etttt, etttt' diye inilerken ve komşuların kavurma kokularını koklarken bu sefer buzluktan etimizi çıkardık ve bir gün önce yaptığım kavurmayı dürüm içine koyup yedik. az bir parçada bayramın 1. günü gelecek kokulara karşı canımız çekerse diye bıraktım. ama bu sene sanırım etimizin olmayacağına ve bir yerden gelmiyeceğine kendimizi alıştırdığımız için kokular bizi fazla etkilemedi.
bu bayram mehmetle bir anafikir çıkardık; ikimiz de doktor olduğumuz halde kurbanımız bulunduğumuz yerde kesilmediği için 2 bayram da etsiz kaldık. et yemek şart mı diye düşülürse, evet efendim kurban bayramında herkes et yerken et yemek, kavurma yemek şart. çünkü milletin kavurması kokuyor ve can çekiyor.
bayramın 1. günü camdan dışarı bakılacak, arabası sabahtan beri hareket etmemiş insanlar için 'hımmm, sanırım bunlar kurban kesmedi' denecek ve onlara et verilecek, ister ihtiyaç sahibi olsun, ister olmasın.
bugün beratla konuştum sudandan dönmüş. alınacak hiç bir şey yoktu o yüzden de birşey almadım dedi.
mehmetle komşuları ziyarete gidelim dedik ama kapılarının önünde bissürü ayakkabı olunca misafir var herhalde diye düşünüp vazgeçtik. bolaman tarafına gidip döndük. kayıkhaneye yakın bir yerden dalgaları seyrettik. o kadar büyüklerdi ki 3-4 metreyi buluyorlardır. yola kadar sular gelmiş. kayıkhanenin süt kısmında yürüdük ve oraya kadar uzanan dalgalar yüzünden mehmet ıslandı. sonrasında hünkarda lahmacun yedik, acayip kalabalıktı. mehmeti eve bırakıp hastaneye gittim. akşam evde pinekleyerek geçti.
yarın yani bayramın 3. günü ablamlar geliyorlar ve kurban etimizi getiriyorlar İnşallah.

No comments: