Tuesday, July 08, 2008

bugün teknisyenlerden biri internetle ilgili bir örnek verdi ve o yüzden meslekle ilgili (okunursa başıma işler açabilecek) iki yazımı kaldırıyorum.
bugün yine aynı nedenle canım sıkıldı (hatta biraz da ağladım) ve 3 günlük izin aldım. cuma günü işe döneceğim. eve gelirken çok mu tepki gösteriyorum acaba diye düşündüm. içime bir korku geldi ya bu kadar direnmekle yanlış yapıyorsam diye. ama bir taraftan da kimse kolay kolay gitmek istemez diye düşünüyorum. artık hayırlısı diye dua edeceğim. bu arada idaredeki kızdığım adamla (bilmiyorum burada yazmışmıydım) aram düzeldi.
perşembe günü gardrobumuz gelecek ve monte edilecek. evimizin biraz daha döküntüsü ortadan kalkacak. son günlerde sürekli kötü rüya görüyordum ve dün sabah mehmet buna iyice inandı, çünkü dudağımda kocaman iki tane uçuk çıktı.

Tuesday, July 01, 2008

geçici görev

Bugün, insanın arkasında güvendiği, sevdiği bir kişinin olmasının ne kadar önemli olduğunu anladım.
Bugün öğlene kadar olan vakit sessiz, sakin geçti. Sadece 1 yada 2 hasta ile ilgilendim. Diğer zamanlarda İskenderiye dörtlüsünün yeni başladığım ikinci cildini okuyarak geçti. Öğle yemeğinden sonra annemi aradım. Daha çok alparslanla ilgili konuştuk. Annem biraz yengemlere kızmış, ölen çocuğu hiç düşünmüyorlar, sadece kendi oğullarını düşünüyorlar diye.
Öğleden sonra ameliyathanede netten yerel gazetelere bakarken sekreter bana imzalamam için idareden kağıt getirdi. Okuduğumda daha doğrusu ‘geçici görev’, ‘aybastı’ kelimelerini görünce şok oldum. Hemen ‘aybastı neresi? Buraya çok uzak mı?’ diye sordum. Sonrasında ağlamaklı bir halde ‘hayır, ben hiçbir şey imzalamayacağım. Eşimle konuşmadan hiçbir şey imzalamam’ dedim. Sonrası tamamen can sıkıntısı ile geçti. Sürekli mehmetle telefonda konuşarak geçti. Bu olayı ilk duyduğumda neye uğradığımı şaşırdım ve zannettim ki diğerlerinin bundan haberi var. O kadar üzüldüm ki anlatamam. ‘ben burada sizinle çalışmaya meraklı değilimmm’ diye bağırmak geçti içimden. Ama Allah’tan bağırmamışım. Sakinleşmem çok uzun süremi aldı. o anlarda taksimde esme ve mehmetin özellikle de esmenin benim için ne kadar önemli olduğunu farkettim. Başhekimden izin aldım, ertesi gün il sağlık müdürlüğüne gitmek için.
Akşam eve gelince babamı aradım. Basri amcayı arasın da o da başhekimle konuşsun diye. Şansa bak ki basri amca istanbuldaymış. Sonrasında babam ‘ne olacak kızım, ne raporu alacaksın? Kim söyledi yolun kapalı olduğunu? 1.5 saatte gidiliyor, 3.5 saati kim söyledi?’ deyince tamam baba tamam dedim. Mehmet de ‘ baban iyi ki başhekim değilmiş’ dedi. Akşam ilerleyen saatlerde artık bu fikre alışmıştım. 3 ay boyunca Çarşamba günleri gidip orada çalışacağım.