Thursday, May 29, 2008

10 günlüğüne istanbula gittik ve nihayet büyük bir koşuşturmayla ev eşyalarımızı aldık. evimize taşındık, fatsada. henüz eşyalarımızın tamamı gelmedi. ev bize küçük geldi. tüm giysi ve kitaplarmız, yorganlarımız tıkışpıkış oldu. biraz buhranlar geçirdim ama mehmet sağolsun beni teselli ediyor. yine de Allaha şükürler olsun, artık bizim de evimiz var ve bizim de eşyalarımız nihayet bir arada olacak. bir haftadır evde temizlik yapmaya çalışıyorum. geçen cuma günü taşındık. yani yarın 1 hafta olacak. küçük yerde yaşamak garip geliyor. işe de yarın başlıyorum. İnşallah uzun uzadıya daha sonra yazacağım. tabii yaşadıklarımızı unutmazsam.

Saturday, May 03, 2008

Salı günü ev temizliği ile geçti. Gece Mehmet nöbette olduğu için gece yalnız uyumak zorunda kaldım. Ona bayağı alışmışım çünkü gece yatınca biraz korktum (hırsızdan. Gündüz asansörcüler gelmişti ve daha çok onlar korkmama sebep oldular). Sabah 6 da babamlar geldiler. Berat havaalanına biraz geç gittiği için babam biraz sinirliydi. Aslında bu yeni bir şey değil. Onlar her umreye gittiğinde ablam yada ben her şeyin mükemmel olması için uğraşırız ama yine de her seferinde babam gelir gelmez kızacak bir şeyler bulur. Babam kızgın olduğu için alandan çıktığı anda yanan benzin göstergesine rağmen berat (eve 40 km uzaklıkta) benzin almamış. Bana da ‘kızım bu arabaya ne kadar benzin koydun? 10 ytl’lik mi?’ diye sordu. Babam yolda kalırsa daha çok kızar diye bütün gün düşündüm. Önce mehmetten şişe ile benzin istedim sonra vazgeçip, sanki fırına gideriş gibi hazırlandım ve mehmetle iki araba peşpeşe gidip yolda kalmadan benzin alıp döndük. Annem babam yüzünden hiçbir şey alamamış. Babam yurt dışından bir şey almaya huyludur. Bana da umrede alışveriş yaptım diye kızmıştı. Hepimize birer tespih,erkeklere evde giymeleri için birer rahat, bol pantolon (İngilizce kürt pantolonu yazıyordu. Yani şu dağdaki teröristlerin giydikleri gibi bir şey. Berat giydiğinde bayağı güldük). En güzel hediyeyi mehmete getirmişler (yabancı damat olmanın avantajı), çok güzel bir seccade. Geçende gittiklerinde istemiştim de annem babama aldıramamıştı. Daha önce çamlıcadaki evizimizde ibadetimizi yapmak için hep ak’nın annesi ayşe teyzenin getirdiği seccadeyi kullanırdık.
Çarşamba akşam karşıdakilerin hepsi (amcamın çocukları) bize geldiler. Ümmühan ve ben bayağı çalışmak zorunda kaldık. Gece amcamlar da umreden döndüler.
Perşembe günü erken kalktım ve önce yürüyerek sonrasında dolmuşla dişçiye gittim. O koltukta oturmak beni o kadar sıktı ki, üniversite yıllarında o kadar çok dişçiye gitmeye nasıl dayandığımı düşündüm. Gerçi o zamanlar dişçiye gitmeyi severdim. Veysel bey ilk dolgumu yaptı. Dolguya ben koltukta otururken karar verdiği için acır mı acımaz mı bilmediğim için biraz endişelendim. Fazla acımadı ve fazla da uzun sürmedi. Ben koltukta oturduğum sırada dışarıda insanlar 1 mayıs yürüyüşü yapıyorlardı. Eve döndüğümde ayşegülü aradım, Doğum gününü kutlamak için. Küçük oğlu bademcik ameliyatı ve sünnet olmuş. O yüzden hastanedelermiş. Fazla uzun konuşamadık. Akşama doğru dedim geldi ve sonra da peşi sıra misafirler. Mehmet eve saat 10 gibi geldi, geç vakitte dişçiye gittiği için.
Yarın Mehmet nöbet iznini kullanacak, yani evde. Bir de bugün mehmetin resmi doğum günü. Asıl doğum günü cumartesi ve biz o gün kutlamayı düşünüyoruz. Gerçi o gün babam ve annemle fatsaya ev bakmaya gideceğiz, ama olsun.
bugün gidip fatada ev baktık. öyle kendisi için ev yapmış bir alamancı bulamadık. daha doğrusu villaların kaloriferinin merkezi sistem olmadığını öğrendiğimiz için hiç villa bakmadık. sanırım bir ev bulduk. önce çok memnundum ama sonra çok çok daha güzelini görünce çok üzüldüm. pazartesiye kadar o siteden boş kiralık ev haberi gelmezse diğer evi tutmak zorunda kalacağız. mehmet de ben de dorukkent için dua ediyoruz.