Friday, April 29, 2011

2 gündür nuray izinli. dün mesai bitiminde ben de bitmiştim. sabah 10'da ihaleye katıldım ama baktım ki o kadar çok dosya var ki ve yukarda da bissürü vaka, ben yukarı çıkıyorum deyip ayrıldım. eğer ihalede kalsaydım gayet rahat bir gün olurdu ama ben vakalarla ve bol kombine yaparak geçirdim. nurayın yokluğunu da çok hissettim.
bu ayın başından beri bir sıkıntımız var. muayenehanelerin kapatılması gerektiği bize tebellüğ edişlmeye başlayınca bazı doktorlar biraz daha geciktirmek için yıllık izin aldılar (gerçi sonra mahkeme kararıyla iptal oldu kapanma işi) ve bir tanesi de askere de gitmemek için rapor aldı. ve sonra da ne yardan geçerim ne serden misali muayenehaneden getirdiği hastaların ameliyatlarını hastanede yaptı. bu adam raporlu. bu iş yüzünden başımız yanar, adam raporluyken ameliyathaneye giremez diye kaç kere amirime söylesem de dinletemedim ve o dr'u destekler tarzda bizim fişlerimize de yanlış isim yazmamızı istedi. 2 hafta sinir harbiyle geçti ve sonunda dayanamayıp tüm vücudum titreyerek o adamın yani raporlu kadın doğumcunun karşısına geçip artık ameliyat yapamazsınız dedim. ama o yapmıyormuş ki diğer dr'la beraber giriyorlarmış (ilk hafta yaknız yaptı ve 2. hafta bizim kızmalarımız yüzünden diğer dr'la birlikte girdi). raporluyken ameliyata hiç giremezsiniz dedim. adam o kadar rahat ki gayet rahat bir şekilde 'tamam o zaman girmem. ama ameliyathaneye girerim hastalar beni görsün' dedi. yani utanmaz bu sefer de hastayı kandıracak ameliyatı kendisi yapmış gibi. dediği gibi de yaptı. sonunda kendisini geçici görevle şehir merkezine sürdüklerini iddia eden dr buradan istifa edip ayrıldı ama tam da beni b. hekime dediğim gibi o dr' şikayet etti bakanlığa. hastanede bu hafta müfettiş var. teknsiyenleri aşağı çağırdılar ve ifadelerini aldılar. tabii ki odaya gelip önce konuşuyorlar ve nasıl ifade vereceklerini anlatıyorlar. hepsi de gerçeği anlattı. bu arada b. hekimimiz ankarada ve dün geldi ve sabah da beni makamına çağırdı. benden önce ve sonra da ifade veren teknisyenleri. neden onun sözünü dinlememişim. neden fişte yalan yanlış yazdırmamışım. neden millet yalan söylememiş. zamanında bu hastanede böyle olaylar olmuş ve insanları süreriz diye korkutarak sindirmişler ve her istediklerini yaptırmışlar. artık o devir bitti diye düşünüyordum ama yanılmışım. doğruyu yaptığım için fırça yedim. konuşmanın sonunda ufak da olsa bir tehdit aldım. kaç kere söyledim, telefonla arayarak söyledim hasan şikayet eder demiştim dedim. nerden biliyordun dedi. sonrasında anladım ki belki de hasana benim söylediğimi zannediyorlar. bunu nerden bileceğim, hasan ikinize de gıcık oluyor eline daha iyi bir fırsat geçer mi dedim. o adam yasa dışı birşey yapmışken arkasında duruyorsunuz ve adam gayet rahat ben burda oturmuş kendimi savunmaya çalışıyorum ve bu sözleri dinliyorum dedim. o saydı, ben saydım...
dediğim gibi sonunda da artık kimsenin arkasınbda durmayacakmış da her vakaya gelecekmişiz de... tabii alperin saçma sapan işlerinde arkasında dur sonra da bize gelince böyle mi dedim ve çıktım.
tüm günüm çok kötü geçti. sebebi alpere iyice gıcık olmam ve onun yüzünden stresli olmamaya çalıştığım bu dönemde bu kadar üzülmem. bakan işte böyle sahtekarlar yüzünden muayanhaneleri kapatıyor. hastadan muayene parası al, bıçak parası al... eee. bu kadar para varken insan 3 hafta parasız durabilir mi?
en çok üzüldüğüm b. hekimi sevmem ve beni büyük hayal kırıklığına uğratması. bazen insanlara gerektiğinden fazla önem veriyorum. kızlar onun için bissürü laf sayarken ben hep onu savunurdum. sonunda gördüm neyin ne olduğunu. o kadar üzüldüm kü tayin iptal olmasaydı da hemen ayrılsaydım diye düşündüm. mehmet aradı bayrampaşayı arayıp konuşayım bakalım birşey yapılabilir mi dedi. ama sonra sinirle hareket etmeyelim dedik. pazartesi nuray dönecek ve şimdiki isnirim ve üzüntümde hala bir değişiklik yoksa şefliği ve ameliyathane ile ilgili tüm sorumluluklarımı bırakmak istediğimi söeyleyeceğim. zaten bana bir artısı yok. önceden islam bey şefti ama o dışardaki işleri yapardı ben içeridekileri. ama ben öyle yapmıyorum her ikisini birden yapıyorum ve çok yoruluyorum. neden sanki değer mi? at koşturur gibi çalışıyoruz, hastaları hiç bir yere sevk ettirmiyoruz. en riskli hastaları bile alıyoruz neden? hiç bir şey değişmedi mi? bu kadar çok çalışan, hastadan bir kırık iğne dahi almayan bizler neden bu kadar fedakarız? adam bıçak parası almıyorum diyor ama hastadan gelen bal, fındık, gömlek vs hepsi ona. bütün sıkıntıyı da sen çek. hasta ile fazla muhatap olmamak iyi ama artık anesteziyi sorguluyorum. cerrahlara bağlı çalışmak inasnı yoruyor ve hiç birini memnun edemiyorsun. ve biri ile aramı düzeltiyorum diğeri ile bozuluyor. sıkıntılıyım. yapılan haksızlıklara....
bugün o kadar sıkıntı içinde öyle bir olay oldu ki b. hekim için, 'alma mazlumun ahını...' demeden duramadım tabii onun duymayacağı şekilde. aslında hatayı hem de büyük hatayı o yaptı, bu sevinilecek bir şey değil. çünkü olan zavallı hastaya oldu (gerçi farkında olacağını zannetmiyorum). b. hekim için de kötü tabii ama beni gerçekten çok üzdü.
bugün o ünlü düğünü ben de seyretmek istiyordum (prens william'ın) ama ne onu seyredebildim ne de umreden dönen annem ve babamı arayabildim.

2 comments:

düşünseli said...

merhabalar,
bloğunuzu tesadüfen keşfettim.çok şaşırdım,çok da sevindim.enerjik,neşeli ve mutlu bir evliliği(maaşallah:))olan birisi olduğunuzu görünce daha da sevindim.ne zamandır keşke istanbulda gezdiği yerlerden bahseden -meslekdaşım- doktor birisinin bloğu olsa,olsa da okusam diye yakınıyordum kendi içimden.tıp fakültesi 2. sınıfım anatomi fizyoloji vesaire derken insan sıkılıyor.okudukça güzel şeylerin de geleceğini,emeğimin karşılığını alacağımı anlıyorum.iyi geliyor.belki size yetişmek kısmet olur,karşılaşmak dileğiyle..

nerminn said...

merhaba
blogumu beğenmene sevindim. aslında burda iyi şeylerden ziyade hastanedeki problemli şeyleri yazıyourm. daha eğlenceli şeyler okumak istersen asistanlık günlerimi okuyabilirsin. www.benbirkucukcezveyim.blogspot.com
derslerinde başarılar