Tuesday, February 10, 2009

geçen hafta nasıl olduysa bitti ama cuma günü ben de bitmiştim. 2 haftalık stres, yorgunluk, üstüne de perşembe akşamı tutulan nöbet sonrası cuma günü aşırı yorgunluk, göz altlarımda hissettiğim ağırlık neticesinde mesai bitmeden, benden bu kadar deyip 45 dakika öncesinden eve geldim.
hafta içi mehmetin arkadaşları cuma akşamı yemekte buluşalım demişler ama mehmet yemeğin varlığından emin değildi. inşallah yoktur diye umarak tv seyrettik. yemekler her zaman bayağı uzun sürüyor ve bende de o enerji olmadığından gitmek istemiyordum. daha doğrusu kendimiz başbaşa gidelim, çabucak yemeğimizi yiyip geri dönelim istiyordum. telefon geldi, bizim haricimizde herkes oradaymış. nerede kaldınız dediler. kalkıp hazırlandık ve çıktık. masanın bir ucunda kalmıştık ve canım sıkıldı. doğru düzgün konuşmalar katılamadım ve yemek normalden daha kısa sürdü.
cumartesi günü geç kalktık ve kahvaltı sonrası dışarı alışverişe çıktık. akşam sefa için 'çabuk iyileşse de temizlikten kurtulsak' temennileriyle temizlik yapıldı. gece bayağı geç yattım.
pazar sabah anemler ve amcamlar ve basri amcalar kahvaltıya geleceklerdi. annem fazla hazırlık yapmamam ve kendimi yormamam konusunda beni uyarmıştı. erkenden kalktım. önceki gün yetiştiremediğim toz alma işini bitirdim. etrafı toparladım. sofrayı hazırladım. biraz güç de olsa herşeyi tamamladım. ilk konuklar geldiklerinde küçük bir süprizle karşılaştık. basri amca gelirken gelini, oğlu ve torununu da getirmiş. 6 kişilik misafir beklerken 9 kişi oluverdi. masaya ek sandalye ve tabak, bardak, çatal ekleme işleri biraz aksatmama yol açtı. annamler gelince uzun müddet oturamadım sofraya ve fazla da birşey yiyemedim. herkes herşeyden memnun oldu. kahvaltı sonrası babamlar gezmeye çıktılar. kadınlara evi gezdirdim. çok beğendiler. meliha yenge en çok çalar saatimizi beğendi.
 
Posted by Picasa
kahvaltı sofrasını tek başıma topladım, yardım tekliflerini geri çevirdim. biraz da bu yüzden yoruldum. genelde misafir varken bulaşıklarla ilgilenmeyi hiç sevmem. ama hemen gitmeyeckleri için toplamak zorundaydım. evde erkek olarak mehmet ve ahmet vardı. annemler arka odaya gidip orada oturdular. ben de arada onlara katıldım. beni o gün en çok yoran küçük kız oldu. ayşenur ve muhammedin daha çok küçükken bana hediye ettikleri (kendileri daha hatırlamıyorlar böyle bir hediyeyi) tuzluk biberlik setine dokunmaması için ahşap kedilerimi almasına izin verdim.
 
Posted by Picasa
kedilerle oynadı o kadar ki daha ilk defa kullandığımız zigon sehpanın üzerinde pat pat o tarafa bu tarafa bastıra bastıra yürütünce olan oldu ve zigonumuz daha ilk kullanımında tamamen çizildi. bu arada babaannesi de ona oyunda eşlik etti. önündeki kadehte duran ice tea'nin her an dökülme ihtimalini (ekru halıya) düşünmemek için kalkıp mutfağa gittim. Allahtan o dökülmedi. daha sonra şeffaf şemsiyemi alıp açmaya çalıştı, onu bari elinden alabildim. bu arada annesi, babası sadece dilaaa yapma kızım diyorlardı. böyle anne babalara sinir oluyorum. yapma kızım diyene kadar kalkıp alsana çocuğunun elinden. sen alışık olabilirsin dökmesine saçmasına da ben alışık değilim. o öyle yaptıkça size sevimli gelen çocuğunuz bana daha da itici gelmeye başlıyor. kitaplığın üzerindeki yurt dışından aldığım kule benzeri süs eşyalarımı alıp oynadı.
 
Posted by Picasa
elinden aldım. kitaplarım tek tek aşağı indikçe kaldırıp yerine koydum. mehmetin kızdığı ise çubuk şeklindeki cam çay bardağı kaşıklarını bardakların içinden alıp salondaki halının üzerine dizip oyun oynadı. görebildiğim kadarıyla bir leke yok, umarım gözümden kaçan birşey de yoktur.
 
Posted by Picasa
beni o gün en çok yoran bu çocuk oldu. o gün o işler ve hizmet yüzünden kadar yoruldum ve gittiklerinde kadar açtım ki, bunları gözüm görmüyor. misafire hizmet ve onları memnun etmek beni mutlu ediyor. hele de o gün annem ve babamın da misafirimiz olması beni çok mutlu etti. babamlar şimdiye kadar sadece geçerken uğrarlardı. ilk defa evimizde birşeyler yediler.
pazartesisabah haftaya yine yorgun başladım. ama olsun nasıl olsa islam bey göreve başladı. artık işte yalnız değilim. ona hemen gelir gelmez olanı biteni anlatınca 'aaa yeter, ben yokken iyi olan hiç bir şey olmadı mı?' dedi. iyi olan çok az şeyi söyledik. geleli 2 gün olmasına rağmen hala o yokken olanı biteni hatırladıkça ona söylüyorum. geçen hafta ilk defa katıldığım döner sermaye toplantısı gibi bu hafta da (bugün) ilk ihaleme katıldım. beklediğimden daha iyi ve eğlenceli geçti. ihale başkanı üniversiteden sınıf arkadaşımdı. konuşurken 'cerrahlar senin için çok sert diyorlar' dedi. ben de 'bu kadar çok cerrah olunca onlarla ancak sert olarak başedebiliyorum' dedim. tavan lambası ve kamera ihalesiydi. ihale sonunda ben fikrimi 'bence marka olanı alalım' diyerek belirttim. bayağı güldüler politikama. sonra biraz kataloglara baktık. sonunda ben bu işlerden anlamam. siz bakın bana haber verirsiniz deyip çıktım.
mesai bitimine yakın 156 kiloluk gebeyi uyuttuk. ikiz gebelikti. bebeklerde ilkine eşimin simini, diğerine de kadın doğumcunun ismini gbek ad olarak verecektik ki maalesef ikinci bebek ölü çıktı. en çok kadın doğumcu olmak üzere hepimiz çok üzüldük. vakadan çıkarken telefonum çaldı ama ben açana kadar kapandı. zeynep arıyordu. sonra aramama rağmen ulaşamadım. eve gelince mehmetten öğrendim ki zeynep'in tekirdağ saraya tayini çıkmış. çok sevindim, hayırlı olur inşallah.

8 comments:

Anonymous said...

Sevgili meslektaşım
Çocuğunuz olunca çocuklara toleransınız artacak, muhtemelen o sinir olduğunuz annelere benzeyeceksiniz.

nerminn said...

annelerin toleransı bence sadece kendi evlerinde artmış olmalı. bilmiyorum belki ben de değişirim ama bu yazıyla en azından çocuksuz bir kadın neler hisseder anneler görsün ve başkasının evnde ona göre davransın istedim bir de seneler sonra okuyunca eğer değiştiysem bu yazıyı okuyup hizaya geleyim diye.

nerminn said...

doktor hanım nerede çalışıyorsunuz?

Anonymous said...

Elazığ'dayım, sizin gibi gün boyu yeşillerle ameliyathanede koşturup duruyorum.

nerminn said...

üni mi devlet mi? kaç kişisiniz?

Anonymous said...

Eski devlet,yeni eğitim, 9 salon, dört kişiyiz.

nerminn said...

ooo, siz bayağı kalabalıkmışsınız. döner sizde biraz düşüktür herhalde

Anonymous said...

yoo, idare ediyoruz,tavan değil ama.