Wednesday, February 11, 2009

yeşil pasaport

bugün hastanede fazla çalıştığım söylenemez. islam bey geldiğinden bei vaka sayısı azaldı ve olanlar da problemsiz. sabah geç kaldığım için imza kalkmıştı. içeri girip (amelyathane) şöyle bir bakınıp odaya geçtim. kahvaltı etmeden boş boş çay içtim ardından da türk kahvesi. öğleden sonra için izin almak için başhekimi arayıp durdum. sonunda ben öçle yemeği yerken gelmiş. gidip izin aldım. erkenden eve geldim ama bu sefer de mehmet geç geldi. evden şehire gitmek üzere yola çıktık. il sağlık müdürlüğünü bulmak için bayağı dolaştık. sonunda bulduk ve zorla arabayı park ettikten sonra içeri girip işlemleri yaptık. sonra emniyete gittik. pasaport için başvuruda bulunduk. ikimizin de parmak izini aldılar. 4 tane resim istediler, daha önce il sağlık müdürlüğünde verdiğimiz resmin aynısı olma koşulu vardı ama bende sadece o resimden 3 tane kalmıştı. başka resim vereyim dedim ama kabul etmediler. bu arada bol bol Rabbiyessir (" Rabbi yessir velâ tuassir Rabbi temmim bi'l-hayr" "Rabbim! kolaylaştır zorlaştırma, Rabbim hayırla sonuçlandır") okudum. sonuçta memur kolaylık gösterdi ve benim boynu büküklüğüme de üzüldü herhalde 3 tane olan resmi ver dedi. sonra da total 180 tl istedi. iki cüzdan bedeli imiş. yarın öğleden sonra gelip alın dedi. dışarı çıktık ve sonra mehmet geri döndü. ilçeden geldiğimizi söyledi ve bugün yetişip yetişemeyeceğini sordu. saat 16:45'te gelip bakın demiş. migrosta biraz oyalandık. ne biçim yer orası ya, yemek yiyecek yer zor bulduk. sonuçta ben yengen yedim. saat geldiğinde gittik ve ben dışarda bekledim çünkü içerde bissürü işçi olarak yurt dışına gidecek genç adam bekleşip duruyordu. mehmet bayağı bekledikten sonra yine memurun iyi niyetiyle pasaportları alıp geldi. bu mehmetin ilk pasaportu, benimse ilk yeşil pasaportum. beklerken sürekli içimden benim meslek bçlümüne ne yazacaklar diye düşünüyordum çünkü derecem fazla olmadığından yeşil pasaportu mehmet sayesinde alabildim. mehmet için doktor azan kısımda benim için doktor mehmet....'in eşi yazıyordu. yaaaa bana ne yazmışlar dedim. mehmet baktı (daha önce farketmemişti) katıla katıla güldü. 'iyi seni kamulaştırmışım' dedi.
bundan sonra artık mehmetle inşallah istediğimiz yere gidebiliriz, bakalım pasaportla olacak iş mi?
eve geldiğimizde hava kararmıştı. tam koltukta dalmıştım ki telefon çaldı. ayakkabılık yarın sabah geliyor. yani ben de hastaneye geç gidiyorum.

No comments: