Monday, December 10, 2007

Cumartesi gece beratla msn’de biraz yazıştık. Muhammedi ziyarete gitmiş. ‘Muhammed o kadar değişmiş ki gördüğüm tanıyamadım’ dedi. Muhammedi görmüş ve onun başka bir çocuk olduğunu sanmış. Herhalde yandaki yatakta Muhammed yatıyor demiş. Diğer yatağı görmeye çalışıyormuş.sonra ablam ‘bak dayısı muhammed bu 1-2 gündür daha iyi’ deyince Muhammed olduğunu anlamış. Acayipzayıflamış ve yüzü bembeyazmış. Daha önce annem de söylemişti ama annemin biraz abartma özelliği olduğu için çok da aldırmamıştım. Daha sonra annemle konuştuğumuzda ‘çocuğu ilk gördüğümde o kadar kötü oldum ki, herhalde onu kaybedeceğiz diye düşündüm ve o gün dudağım uçukladı’ dedi. Ablam hastanede sürekli yanında olduğu için çok farkında değilmiş, annem de ablama bir şey dememiş.
Dün ablamı aradım ve muhaammedi arkadan ‘annee, annee’ diye sızlanış sesi geliyordu. Ablam da sürekli ‘geçecek yavrum, geçecek yavrum’ diyordu. Kendimi o kadar kötü hissettim ki, onu emen kaybedeceğiz sandım. Annemi aradım ve konuştuk. Annemler köyde, evin iç kapıları takılcakmış, o yüzden 1 haftalığına gittiler. Köyde acayip kar olduğu için otobüsle gitmişler. Neyse, annem hastaneye ziyarete gittiğinde bir refakatçı kadının Muhammed için ‘serviste en kötü durumda olan çocuk bu’ dediğini söyledi. Annem bana kötü hislerini, ben ona kötü hislerimi söyledim. Telefonu kapattığımızda annem babama direkt ‘ev falan istemiyorum, yarın sabah hemen geri dönelim’ demiş. Ben ise mutfakta aldığımız balıkları ve salatayı hazırlıyordum. Mehmet traşa gitmişti. Mutfakta bağıra bağıra hüngür hüngür ağladım. Aklıma hep buraya son koyduğum resimdeki hali geldi. benim yeğenim diye söylemiyorum o gerçekten adına çok uygun bir çocuk, her zaman iyi bir çocuktu. Ağlarken ben de annem gibi hemen gitmeliyim diye düşündüm. Mehmet eve geldiğinde eşyaları toparlayalım, arabayı sonra ben gelirim öyle götürürüz, ben şimdi hemen gitmek istiyorum diyecektim. Sonra şuayip ağabeyi aradım. Onun da sesi pek iyi gelmiyordu. Muhammedin iyi olduğunu, tek sorununun kusma olduğunu söyledi. Beni rahatlattı. Sonra aklıma annem geldi ve annemi aradım. Meğer o da ablamı aramış, muhammedle de konuşmuş. O konuşmadan sonra o da rahatlamış. Mehmete anlatmayacaktım ama ona gelince anlattım. Bişey demedi, sadece akşam arenanın fragmanları çıkınca hemen kanal değiştirdi. Onlar duygusal laflar ederler, sen de hemen ağlarsın dedi.
Bugün 10 aralık. Hayatımın büyük imtihanının başladığı gün. Günler boyunca ağladım. Sonraki senelerde her 10 aralıkta, akşam tek başıma kaldığımda, günlüğümü çıkarıp o günkü duygularımı okuyup tekrar ağladım. İlk defa bu sefer ağlamayacağım, Mehmet sayesinde.

No comments: