Saturday, October 20, 2007

geçmiş bayram ve bugün

Bayram sabahı mehmetle birlikt kalktım ve onu bayram namazına uğurladıktan sonra tv karşısına geçtim ve beratı aradım. Meğer samsun için biraz erkenmiş ama berat sabah namazından sonra yatmamış. Kısaca bayramlaştık ve kalkıp kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Mehmetin 3 arkadaşı galerianın karşısındaki apartmandan (bizim apartmanın karşısı yani) dayalı döşeli bir daire kiralamışlar. Evin sahibi istanbula oğlunun yanına gitmiş ve kendi çamaşırları da dahil olmak üzere her şeylerini evlerinde bırakmışlar. Mehmetin bu arkadaşları illa kahvaltıya bize gelin diye söylemişler. Ben pek gitmek istemiyordum. Hem o kadar erkeğin içinde ne yapacağım diye hem de bir daha böyle baş başa bayram kahvaltısı yapamayız diye. Kahvaltı hazırlığının ortasında Mehmet geldi. Bayramlaştık. Arkadaşlar çok ısrar ediyorlar dedi. Mecburen hazırlandım ve gittik. Bir tanesinin eşi ve oğlu da gelmiş. 9 kişi birlikte çok güzel bir kahvaltı yaptık. İçlerinden birisi tus kursundan tanıdık çıktı. Kahvaltıda bol sohbet ettik. Genel konu ülke gündemiyle yakın alakalıydı (terör). Giderken zorla gitmiştim ama sonra iyiki de gitmişim dedim. Evden ayrılmadan mutfaklarını biraz toparladım, kullanmayacakları fazlalık eşyaları ortadan kaldırdım. Ev o kadar dolu ki adım atacak yer yok. Vitrinlerinde gerçek gümüş bir gondol dahi var. Balkonlarında da nar ağacı varmış ama ben görmedim. Eve geldikten sonra günün gerisi, mehmeti hastaneden gelsin diye beklemekle geçti. Bilgisayar bozulduğu için onu hastaneye götürmüştü. Bayramda apartmanımızın önü çocuk kaynıyordu. Özellikle o gittiğimiz evden bunu çok iyi bir şekilde gördük. Her yeri çöplük içinde kaldı. Galerianın içinde eğlence merkezi olduğu için bütün çocuklar bayramda oraya geliyorlarmış. Çoğunun elinde sigara ve bir de mehmetin dediğine göre hepsinde tabanca yada silah varmış, oyuncak tabii ki. Zaten gazetede de urfa ve şırnakta bütün çocuklarda oyunca silah olduğunu yazıyordu. Sürekli atış yapıp durdular. gerçek silahla oyuncak silah sesi arasındaki farkı anlayamadığım için ilk başta bayağı endişelendim. Bu yaşta oyuncağıyla oynayan büyüyünce tabii ki gerçeğini ister.
Bizim apartmanın galeriaya açılan kapısını güvenlik kapatmış çocuklar gelmesin diye, bu sebeple kapımızı çalan fazla olmadı. Diğer günler de öyle çabuk geçti ki ne yaptığımızı da doğrusu pek hatırlamıyorum.
Bayramdan sonraki Salı günü muhammedin istediği gibi doğum gününü (5 ekim) ve ablamın istediği gibi kadir gecesi ve bayramı evde geçirip, 45 günlüğüne hastaneye yattılar. Normalde önceki yatmalarında 5 günlüğüne diye yatıyorlardı ve 3 haftaya kadar uzuyordu. Şimdi bu 45 gün ne kadar uzar bilmiyorum. Evde kaldıkları süre içinde Muhammed yaramaz beyazıttan ist solunum yolu enfeksiyonu kapmış ama onun dışında onu bir güzel besleyip 38 kiloya çıkarmışlar. Bayramlık için benettona gitmişler ve orada çalışan kızlar Muhammedi maskeli ve saçsız görünce çok üzülmüşler. Ayşenurun da boyu ilk uzadığında kızlar şok olmuşlardı. Ayşenuru o mağazaya ilk götürdüğümüzü hatırlıyorum da annemler yüne umredelerdi galiba iftardan sonra benim kazağım yerine ayşenura hırka ve pantolon almıştık. Üstüne yeni cicileri giyip aynanın karşısına geçmişti. Sanırım 2 yaşındaydı. Hala gözümün önünde.
Bayramın 1. günü ablamlar incesuya annemlere gitmişler. Muhammedin başına benim önceki sene accessoriustan aldığım kasketi takmışlar. Herkes bayılmış. Berat ve hidayet bissürü resimlerini çekmişler. Ablam önce utandı aşağı inmek istemedi sonra baktı ki olmuyor aşağı inip oynadı dedi. Bizde ramazan bayramının 1. günü, kurban bayramının ise 2. günü keşkek daveti oluyor ve acayip kalabalık oluyor. 7 kazan keşkek yapılıyor. Gerçi bizim eve annemle babam yok diye ve ablam Muhammedi getirdi diye fazla kimse gelmemiş (çünkü halam herkese karşıya gidip de çocuğa enfeksiyon bulaştırmayın demiş).
Annemleri ramazanda muhammed için okunmuş 41 yasin, 1 tefrice ve ikimiz (muhammed ve ben) için okunmuş 1 hatimle umreye gönderdik. sağolsunlar yasinlere hb ve ak da yardım etti. annemin telefonunu yurt dışına açtırdım ama orada çekmemiş, neden anlamadım. benimkisi çekmişti. babam hepimizi tek tek aradı sağolsun. bir kere de arayıp bana kabeden ezan dinletti. Bayramdan sonra döndüler. Babam her zamanki gibi anneme alışverişe izin vermemiş. Babam yurt dışında alışverişe huyludur. Türkiyede her şey var deyip hiçbir şey almaya izin vermez. halbuki belki annem babamdan ayrı kadınlarla bir yerlere gider diye anneme samsunda riyal yaptırmıştım. hiç bir işine yaramamış.
Gelelim bugüne dünden biraz hazırlık yaptım akşam mehmetin arkadaşları gelecekler diye. Geç vakitte dağkapıya bana ip almaya gittik. İpçide sanırım olay olmuştu. Dışarıda polis falan vardı. İpi hemen alıp çıktık. Geri dönerken nebi camiine uğradık. Minaresindeki yazılarda Peygamber Efendimizden çok bahsediliyor diye bu adı almış. Eve geldik ve arkadaşları telefon açtılar gelmiyorlarmış. Fb nin maçı varmış onu seyredeceklermiş, biri de hastaymış. Kendileri bilirler deyip akşam yemeğini hazırlamaya ve mehmetten bilgisayarı almak için fırsat kollamaya başladım. Sonra tekrar telefon geldi ve geleceklerini söylediler. Geldiler ve şimdi içerdeler. Ben biraz yanlarında oturdum. Pasta böreklerini ikram ettim ve mutfağa gelip bilgisayar başına oturdum.

No comments: