Wednesday, May 02, 2007

19 nisan

Mehmetle ananas yiyerek kurtlar vadisini seyrediyoruz. İkimiz de bu ananası pek sevmedik. Dişlerimizin arasına kaçtı hep.
Bugünlere tüm yurtta olduğu gibi burada da hava çok soğuk. Geldiğimizden beri sürekli az yada çok yağmur yağıyor. İki gündür geceleri şimşek, gök gürültüsü, rüzgar, yağmur hepsi var. Elektrikli sobamızı getirmedik ve burada sanırım hava kirliliğinden dolayı kalorifer yakmak yasakmış. Bu sebeple bendeniz grip oldum. Dün bütün günü yatarak geçirdim. Bugün de sesim iyice gitti. İki gündür garip şekilde benzer bir rüya gördüğüm için yataktan kalkmadan hb’yi aradım ve biraz konuştuktan sonra ona söyledim ve nette rüya tabirlerine bakıp bana anlamını söyledi. Rakiplerime üstün gelecekmişim. Evin içinde rakibim kimse? Biraz ak’dan biraz da Seyhan teyzeden (eminönündeki ipçimiz) konuştuk. Bu arada bu akşam annemin banyo paspasının klozet önü parçasında tam yuvarlak bölüme başlamıştım ki ip bitti. Şimdi istanbula dönene kadar kendime meşgale arıyorum. Hb şu battaniye örneğini buldun mu? Ben onun ipini de getirmiştim de. Belki lif falan örerim. Hb sonrası annem aradı ve onunla konuştuk. Bugün gelin mevlidi var, tabii annemin de bissürü işi. Meral aradı onunla bayağı konuştuk, mardine çağırıyor. Haziran çok sıcak oluyormuş, mayısta gelin diyor. Sonra da mehmetle konuştuk, erken değil mi neden kalkıyorsun dedi. Düne göre iyi olduğum için biraz evi toparladım.
2 gündür güya züleyha (sınava birlikte girdiğim kız) ile görüşecektik, dün yorgan döşek yattığım için bugün de onlar misafirhane değiştirmek zorunda kaldıkları için görüşemedik.
Biraz evvel yerel kanalda ünlü mankenlerden birinin evin altındaki alışveriş merkezine benim gitmek istediğim fitness centera geldiğini gördük. Haftaya İnşallah mehmeti ikna edebilirsem gidip bakacağız ve uygunsa oraya gitmek istiyorum. Yoksa daha önce de söylediğim gibi duba gibi olacağım. Bu arada ben bu sene de çalışmama kararı aldım. Stressiz güzel bir yaz geçirmeyi ümit ediyorum. Sanırım Mehmet ünyede göreve başlayınca ben de başvuracağım. Dün esme apar topar görev yerine doğru yola çıkmış. Bugün hem başlangıcını yapmış, hem de evini tutmuş.
Bu arada daha önce söyledim mi bilmiyorum, Mehmet geçende yazılarımı buldu. Açtı baktı ve sonra ‘kim bu Mehmet?’ dedi. Sonra da ‘benim adım Mehmet mi?’ diyerek bana baktı. Sonra da ‘neden Mehmet? Senin bu Mehmet merakın nereden kaynaklanıyor’ gibi şeyler söyledi.
Geldiğimiz ilk günlerde televizyonu hemen kurmadık. Birkaç gün cep telefonun radyosundan radyo dinledik. Türk sanat müziği, türk tasavvuf müziği falan. Bir kere domino oynadık. İlk oynayışımda kocama yenildim. Kitap okudum, Aytmatovun cemile ve sultan murat’ını. Gayet güzel bir kitaptı. Erzuruma gittiğimde orada evinde kaldığım kadın doğumcu tavsiye etmişti. Şimdi arada paspası örerken reklam aralarında da ayn rand’ın hayatın kaynağını okuyorum. Bayağı güzel bir kitap. Artık paspas bittiğine göre kitabı güzelce okuyabilirim. Geçen cuma mehmetle gezintiye çıktık, evimizin çok yakınında pazar kuruluyormuş. Hava karardığı için her şeyi güzelce bakarak almadık ama yine de bişeyler aldık. Eve dönmeden de birlikte Sıtkı ustada ben künefe, Mehmet de buranın ünlü kadayıfından yedi. Burada ilk yemeğimizi ‘Tabi er’de yedik. Çok kalabalık oluyor, genelde lahmacun yeniyor galiba. Küçük bir yer ama, yemek vakti vızır vızır çalışıyor. Lahmacunun yanında 5 çeşit de meze geliyor. Mehmetin arakadaşları ‘burada sebzeler iyi yıkanmıyor, o yüzden de sakın salata yemeyin’ demişler. Biz de daha doğrusu ben de salata haricinde her şeyden yedim.

No comments: