Saturday, November 03, 2012

kurban bayramında arefe ve ilk günü ben icapçıydım. arefe günü 5 saat hastanedeydim. çıkışta mehmetle markete çikolata almaya gittik. sonrasında hünkarda akşam yemeğini yedik. acayip kalabalıktı. (b. hekim) davut bey arka masada oturuyordu. yemeğimizi o ısmarladı. mehmet 'aynurun söylediği gibi morali bozuk görünmüyordu' dedi. sanırım pazartesi günü görevinden ayrılıyor. yeni başhekim olamadı. biz buradan giderken yönetim değişiyor. 1. günü erkenden kalktık ve namaz sonrası kahvaltımızı yapıp tekrar yattık. öğleden sonra yine hastaneye vakaya gittim. akşam marketten aldığımız eti kavurup yedik (buradaki ilk bayramımızda yaşadığımız sıkıntıyı yaşamamak için). bayramın 2. gününde sabah kahvaltı sonrası hazırlanıp samsuna gittik. mehmet ilk defa samsundaki bayram davetini görmüş oldu. misafirlerle öylece geçiverdi. cumartesi akşam berat kenyadan kurban dağıtmadan döndü. 2 ayağı birden şişmiş. pazar günü sinopa gitme planları yaparken babam 'kızım vasiyetimdir, büyüklerini ziyaret et' dedi ve mehmetle ismail abimlere gittik. ismail abimlerin evi kafamı karıştırdı. istanbula gitmekle doğru mu yapıyoruz yanlış mı diye düşündüm. istanbulda küçücük bir daireye bütün paramızı vereceğiz, burada olsa böyle kocaman bir ev alıp hayvan da bakarız sebze de çiçek de yetiştiririz diye düşündüm. sahilde bunları konuşarak yürüdük mehmetle. kaşınıyormuyuz acaba? rahat mı batıyor? istanbuldan ayrılmak çok zordu ama dönmek de çok zor. kısacası mehmet'te de bende de böyle karın ağrıları var bu ara. salı günü nurayla samsuna gideceğiz. çarşamba sabah da erkenden kıbrısa uçacağız. pazara kadar kıbrısta kongredeyiz. yarın bavulumu hazırlayacağım İnşallah.

No comments: