Tuesday, November 22, 2011

açık öğretim

geçen hafta latika tıkanan mutfak lavabosuna öyle bir pompa ile bastırmış ki alttaki bağlantılardan sürekli su akıyordu. mehmet çarşamba ve perşembe akşamı bir kaç saat onunla uğraştı ama olmadı. cuma günü tamirci getireceğim dedi ve eve geç geldi ama tamirciyi getiremedi. bu sebeple samsuna gitmek için evden biraz geç çıktık. sinemaya gidelim diye düşündük ama saat uymadı. annemlere gittik erkenden. annem, babam ve amcamla sohbet ettim.
cumartesi erken kalmak istiyordum ama olmadı. mehmetle gelinlikçime gittik. kadifelerimi gösterdim. normalde kadife kumaşı kabul etmiyormuş ama beni kırmadı sağolsun. 1 elbise, 1 bluz dikecek. şifon, kadife karışımı olan kumaşı da aslında ben etek diye düşünmüştüm ama o elbise daha iyi olur dedi. bu hafta ölçüp bakacak elbiseye kumaş yetiyor mu diye, İnşallah yeter çünkü elbise fikri benim de hoşuma gitti. fiyatı konuştuktan sonra çıktım ve mehmet beni ümmühana bıraktı. bugün onda sünnet tevhidi vardı. millet çoktan başlamış, bitirmiş. ben duaya yetiştim.
orada kiracımla tanıştım, ben oturamıyorum, benim yerime ağız tadıyla siz oturun dedim. ev çok büyük dediler. ne güzel, keşke benim oturduğum ev de o kadar büyük olsa dedim.
millet gittikten sonra ümmühan halit erenle resim çekinmeye çalıştı ama çocuk kafasını bir o tarafa çeviriyor, bir bu tarafa çeviriyor, garip bir çocuk. annem onun için sessiz sinema sanki diyor. çünkü bütün gün boyunca hiç sesini duymadık.
akşam erkekler de oraya geldi, onlara masa hazırladık. biz de mutfakta hızlı bir şekilde yedik ve çoğunluk evden ayrıldı. biz de mehmetle yine sinemaya gideriz diye düşündük ama saat yine uymadı. eve gittik, berat da geldi. meğer benim için medium dizisini kaydetmiş, 2 bölüm seyrettik, aynı yerlere ikimiz birden güldük. bir de iki de bir 'off, ya aldığım takımları bir görsen öyle harikalar ki' deyip beni kızdırdı. pantolonun paçasını yaptırmak için pantolonla birlikte yelek, ceket herşeyi mağazada bırakmış. hiç birini göremedim.
burada yazmışmıydım bilmiyorum, berat için bulduğumuz ama benim aptal kardeşimin görüşmeyi kabul etmediği kız nişanlanmış hem de beratın arkadaşı ile. çok üzüldüm, hem berat için hem kız için. nasip değilmiş.
pazar günü geç kalktık, evde oyalandık. yapmak istediğim hiç bir şeyi yapmadım. beratın yanına mağazaya gittik ve netten işlem yaptık, çıktı aldık, açık öğretim için.
pazartesi akşam mehmet depoda ve malum çekmecede diplomasını aradı ama bir türlü bulamadı. sonra, 'sanırım ben kaydolmayacağım. sen tek başına kaydolmak istiyor musun?' dedi. baktım iş ciddi. nurayın netten işlemleri yaptığımız halde vazgeçti, mehmetin evraklar eksik, tek başıma kalacağım, ben de başladım aramaya ve çok geçmeden istediklerini buldum.
bugün perşembe günkü kutlama için davetiyelerimiz geldi ve ilk davetiyeyi oral beye verdim. güldü tabii ki. öğlende hastaneden çıktım ve orduya gittik. kayıt işlemleri için bayağı uğraştık ve çok yorulduk. mehmet askerlik şubesine bile gitmek zorunda kaldı. o arada ben bir kaç mağazaya baktım. bir çanta, bir çizme ve bir de saat beğendim ama hiç bir şey almadım. kadınlar nasıl alışveriş yapıyorlardı. sonra mehmetle buluşup birşeyler yedik. ona 'senden ne kadar etkilendim artık hiç bir şey alamıyorum. millet nasıl alışveriş yapıyor' dedim. güldü, 'sen artık evlisin. ev alacağız, florya, ev...bunları düşün' dedi. tabii ne kadar alışveriş yapmasam da öyle bir ev hayal ama yine de sanırım beni etkiliyor ve daha az para harcıyorum.
neyse biraz uğraşsak da hayırlı uğurlu olsun, 12-13 yıl sonra tekrar öğrenci oluyoruz ve birlikte sağlık kurumları işletmeciliğini okuyoruz.

No comments: