doğrusu böyle bir tatilden sonra ayder yazısının devamını hatırlamakta güçlük çekiyorum ama yine de yazacağım.
ayder konusunda yazmaya başlamışken harunun kötü reklamını yapmaya devam edeceğim; bizi pokuta götüren şoför bizim bindiğimiz aracı ilk defa kullanıyormuş, yani insan bir aracı ilk defa kullanırken ne derece rahat kullanabilir ki ve bizi bu kadar korkuttuğuna göre hiç de başarılı olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. kısacası hayatımızı para uğruna riske attı. bir de pokuttaki yemeğin azlığından bahsetmiştim ya; içeri girip de yemekleri görünce harunun kendisi tesisteki bayanlara 'yemekler neden bu kadar az? yetecek mi?' diye sormuş ve bunu da bizim arkadaşlar duymuş.
kısacası pokut bozulmamış dağ başında bir yayla olabilir ama yukarı çıkarken iyi bir araç ve iyi bir şoförle çıkmak daha iyi olur. hiç olmazsa bizim gibi stres içinde yukarı çıkılmaz. bir de dediğim gibi öğleden önce çıkılması sanırım daha iyi.
pokut sonrası ayderdeki otele gitmeden yol üstünde bu tesise uğradık.
güzel bir yerdi. bayağı yukarı çıktığını netten okuduğum bir salıncak, deve kuşu, küçük ve büyük alabalıkların olduğu havuzlar ve mısır unu öğüten bir değirmen vardı. değirmenden mısır unu aldık.
balıklara baktık, deve kuşunun resmini çekmeye çalıştık. biz tesisten ayrılırken yağmur yağmaya başlamıştı.
akşam ne yaptığımızı pek hatırlamıyorum ama muhtemelen yine mısır yemeğe gitmişizdir.
sabah saat 7 de buluşmak için akşamdan anlaştık. sabah mehmetle aşağı indiğimizde ismail ve ailesinin tam 7'de aşaüıda oturduğunu gördük. normalde ismail istisnasız her zaman her yere en az yarım saat geç gelir. ama bu sefer tatildeymiş ve kurallara uyarmış. biraz bekledik ve çetinleri aradılar, hazırız geliyoruz demişler, gerçekten de 5 dk. içinde yanımızdaydılar. meğer ismail aradığında telefon sesiyle uyanmışlar ve kalkıp aşağı inmişler.
yürüyerek kaplıcaya gittik. kaplıca suyu ilk girdiğimizde bayağı sıcak geldi.ama sonra alıştık. bu arada eğer mayo vs yanınızda yoksa kaplıcaya girişte alt,üst tişört benzeri bir kıyafet veriyorlar. sanırım havlu da veriyorlar, hatta terlik de. tabii ki ben gayet hazırlıklıydım. içerde saç kurutma makinesi de vardı. yani yanınızda sabun vs götürmeniz gerekli, yıkanmak için. havuz çok sıcak olduğu için en fazla 10-15 dk içinde durabiliyorduk. sonrasında hamam bölümünde biraz oturalım dedik ama hamam bölümü bayağı soğuktu. halbuki iki taraf içiçe. sıcak havuzdan çıktıktan sonra o kadar soğuk yerde yıkanmak inasanı hasta edebilir diye düşünüyorduk ama hiç birimize bir şey olmadı. havuzda gezinen kadınların bir kısmı kıyafeti oradan almıştı, sanki hapishanedeki kadın mahkumlar gibi gözüküyorlardı. hatta onlarla da bunu konuşup gülüştük.
banyomuzu yapıp çıktık. otele çıkarken dolmuş durağındaki adamla konuştuk ve kavron yaylasına çıkacağını söyledi. sanırım tek gidiş 8 tl gibi bir şeydi. adamın telefonunu aldık, kahvaltı sonrası anlaıştığımız gibi gelip bizi otelin önünden aldı. bu sefer yürüyeceğimizi düşünmediğim için ayağımda babetler ve üstümde kot eteğim vardı. pokut yaylası kadar kötü olmayan ve kısa bir yoldan yaylaya vardık. adam bizi bir kafenin önünde bıraktı. zaten kafe kız kardeşininmiş, yada birlikte işletiyorlar ve zaten yaylada 2 kafe var ve bir de bakkal.
normalde bu yaylaya gidince insanlar 2-3 saatlik bir yol yürüyüp sonra göllerin olduğu bir yere varıyorlarmış ama bizim hem zamanımız yoktu hem de yanımızda çouklar olduğu için o kadar mesafeyi yürüyemezdik.
biz de kendimize göre bir güzargah çizdik.
hep birlikte evlerin arkasından yürümeye başladık. yolumuzun üstünde kocaman taşlar vardı. atlaya zıplaya çiçekler toplayarak yürüdük. çetin bizden bayağı uzakta ve yukardan yürüyordu o yzüden onların parkur biraz daha zorlu oldu ve kızını sırtında taşımak ve eşinden iyi bir fırça yemek zorunda kaldı. biz yürürken sis de gittikçe artıyordu. mehmetle biz bir müddet sonra onlardan ayrılıp dereye yakın yürüdük. ve karşıya geçmek için uygun bir yer aradık. diğerleri de gelince önce mehmetle ben dereden karşıya geçtik. su çok soğuktu. karşıya geçtiğimizde taşların sütüne bastığımızda ayaklarımız biraz olsun ısındı. milletin derede resimlerini çektim. sonra biraz dinlendikten sonra patika şeklinde yoldan yürüyerek başlangıç noktamıza döndük. yolda ferahla çiçek topladık. benimkiler fazla değildi ama o sık sık bizden ayrılıp çiçek topladı ve çiçeklerin her biri birbirinden güzeldi. iv style='text-align:center;margin:0px auto 10px;'>
No comments:
Post a Comment