Sunday, May 01, 2011

dün ne kadar erken kalkmk istesem de kalkamadım. sonunda mehmete hastaneden gelen telefon sayesinde biraz uykum açıldı. kahvaltı sonrası hazırlandım ve mehmet beni otobüse bindirdi. ablam grip olduğu için samsunda çarşıda benimle buluşamadı, tek başıma gezdim. almak istediğim kumaşın yenisi hla gelmemiş. güya kendime mercan rengi etekten sonra bir de yeşilini diktirecektim ama olmadı. aynuru ikizleri için yeni ciciler ve nurayın nişan sepetini (aynurun hediyelerini içinde vermek için)boyamak için sprey boya aldım. beyazıta doğum günü içib tişört aldım aynısından kendime de aldım. ayşenur da bugün gidip kendisine aynısından almış (beyazıtla teyzem aynı giyecekler de ben giyemeyecekmiyim demiş).
ablamın tarifi ile dolmuşa bindim. samsunspor bir maçı kazanmış ve bindiğim dolmuşun şoförü bir müddet sonra cep tel'i ile birini arayı maç hakkında konuşup gülmeye başladı. kendimi tutamayıp (sanırım önceki günkü sinirim de hala yatışmadığı için)'şahsi aracınız mı da telefonda böyle konuşuyorsunuz? kaç can taşıyorsunuz, konuştuğunuz konu önemli bir şey olsa neyse' dedim. adam telefonu kapadı. eminim ne çatlak kadın demiştir.
babam yoldan beni aldı. acayip zayıflamış, boynu incecik kalmış. ceket üstünden düşüyordu. annem de zayıflamış. umrede sıcaktan ne yemek yiyebilmişler ne de uyuyabilmişler. bir de ikisi de hasta olmuşlar.
ümmühan da ordaydı.nihan annemin ona aldığı 4-5 elbiseyi tek tek giyip bana gösterdi. bir taraftan da 'küçük kız olmak ne güzel' diyor gülerek.
annem bana elbise dikinmek için pudra rengi ipek kadife, etek dikinmek için bordo şifon-kadife karışımlı bir kumaş ve kadife yorgan diktirmem için bordo renk bir kumaş almış. aslında elbise için kadife istememiştim ama diğerlerinin siparişini ben vermiştim. inşallah artık benim de kadife pamuk bir yorganım olacak (elyaf yorganım sadece 1 tane var ve onu hiç kullanmıyoruz. pamuk yada yün yorganlarımızı kullanıyoruz bir de mehmetin kaz tüyü yorgan merakı var. sanırım istanbula talınığımızda bir tane alacağız). etek ve elbisemi jülideye (gelinlikçime) diktirmeyi düşünüyorum.
akşam annemlere hoş geldine arif amcamlar, ablamlar ve asiye ablamlar geldiler. pazar sabahı geç kalktım ve babamlarla kahvaltı sonrası gitmeyi planlarken basri amcalar geldiler. onlar yüzünden bir türlü kalkamadım. sonrasında ablamlar beni otobüse götürüler ama neredeyse 1 saat bekledikten sonra otobüs geldi. eve geldiğimde saat 21:30 idi. hafta sonu bu hafta yazdıklarımı buraya yazmakla iyi mi ettim yoksa kötü mü ettim diye düşünürken, yolda küçük cezveyi okudum ve eski günleri hatırlamak çok hoşuma gitti. gece de yatmadan önce şurayı okudum ve rahmetli babaannemi hatırladım ve beratın odasına gidip ona anlattım yazdıklarımı o da benim gibi güldü.
umarım buralardan birileri bu sayfayı bulmaz da benim de başım bir kez daha ağrımaz.

No comments: