Wednesday, November 10, 2010

sanırım bizim yeni temizlikçiden bahsetmemiştim. ondan bahsetmeden yapamayacağım. sefa sağolsun pat diye beni bıraktı ve eve gelecek misafirler yüzünden evi kendim temizlemek zorunda kalmıştım. sonra sağolsun ben istanbuldayken nuray bana bir kadın bulmuş. kadın tam profesyonel, sen söylemeden her şeyi yapıyor. ilk gün eve geldim baktım ki çamaşır sepetinde ne kadar çamaşır varsa hepsini yıkamış. bunları yıkamana gerek yoktu dedim. ben bu hafta yıkarım sonraki hafta ütülerim dedi. bugün yazıyorum çünkü, sabah hepsini yıkamış. akşama kadar onları kurutmuş ve hepsini ütülemiş. bulaşık makinesindeki bulaşıkları bile muhakkak yaıkayıp yerlerine koyuyor. ne diyeyim Allah herkese bir atike nasip etsin.

dün akşam iş sonrası mehmetin yanına gittim. önce hastanenin karşısındaki pidecide çay içtik. sonra şehirde biraz gezindik. sahil şeridinde yürümek için parkur yapılmış. bayağı güzel olmuş. saat 6 gibi sofraya gittik. yemek yedik. yemekleri her zamanki gibi çok güzeldi. biraz oyalandık. mehmet ismaili aradı, o hala eve gitmemiş. ingilizce kursunan yeni çıkmış. biz ondan önce onları evine gittik. farahı bayağı özlemişim. bayağı sohbet ettik. mehmetle ismail her zamanki gibi bol bol hastaneden sonra da araba değiştirmekten bahsettiler. bakalım ne zaman karar verip de arabalarını yenileyecekler. ferah siparişlerimi gösterdi. bayağı birşey aldım. çoğunu annem ve ablama aldım. eni seyrettiğimiz diziye arada baktık. yakın zamanda tekrar görüşme planlarıyla ayrıldık. mehmet çıkışta o kadar plastiği görünce şaşırdı. asansörde merak etme çoğunluğu annem ve ablamın dedim. gece eve bayağı geç geldik.

No comments: