Wednesday, April 21, 2010

istanbul gezisi

26 mart cuma akşamı mehmetle istanbula gittik. Uçakta istanbul üstünde uçarken ne kadar özlediğimi düşündüm. Havaalanından taksi ile eve gitmeyi planlarken mehmet abisini aradı ve kuzucuk ısrarla (bizi dışarda bayağı beklettikten sonra) gelip bizi aldı.
Cumartesi sabah 7 gibi zil sesi ile uyandık. Allah Allah sabah sabah bu da kim derken kuzucuk ve ailesinin olduğunu anladık. Meğer yenge hanım ile kuzucuk sınavda gözetmen olarak görev almışlar, çocukları getirmişler. Mehmet sinir oldu. Ben bunlara laf sokmadan duramam dedi ama istediği lafı desin üstlerine alınmadıktan ve yağ gibi üste çıktıktan sonra boşuna konuşmuş oluyorsun. Olan kayınvalideme oluyor. kahvaltı sonrası fatihte yürüyüşe çıktık. Mehmet annesine bizimle gelmesi için bayağı ısrar etti ama kayınvalidem biz romantik romantik yürürüz diye gelmedi. Fevzi paşanın bir başından diğer başına yürüdük ve sonra eminönüne gitmeye karar verdik.
 
Posted by Picasa

 
Posted by Picasa

her zamanki gibi galata köprüsünden önce indik ve biraz balık tutanları seyredip köprüyü yürüyerek geçtik. ne muhteşem bu şehir. buralar da benim en sevdiğim yerleri.
 
Daha önce eminönünü hiç o kadar kalabalık görmemiştim. Hele Yer altı geçidi tamamen insanla doluydu aklıma zamanında hacda meydana gelen tünel faciası geldi ve biraz korktum. caminin hemen arkasındaki valide turhan sultan (yeni camiyi yaptıran sultan) türbesini ziyaret ettik.
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa

sonra havuzlu hana bebe çeyiz sarayına gittik. Mehmet bir köşede otururken ben hızlı hızlı necla için bir şeyler aldım.
 
Posted by Picasa

Fazla vakit geçirip mehmeti kızdırmadan çıktım ve tekrar aşağı doğru yürümeye başladık. Önce yol üstündeki bir kumaşçıdan Birkaç kumaş aldım. Sonra mehmetin iç çamaşırlarını piyasaya göre daha ucuza aldığım mağazaya (rehber ticaret, yukardaki yapı krediden aşağı inerken solda küçük ada şeklinde bir yer kalıyor. Onun arasından aşağı doğru iniyorsunuz oralarda. adresi de saka çeşme sok no :29 sultanhamam imiş. Ucuz çamaşır dediysem, marka iç çamaşırı ama piyasadan ucuz) gittik. Mehmete bol çamaşır ve pijama takımı aldık. Bayağı büyük bir takı mağazasına girdik, sonradan fatihte pahalı bir mağazada 27 tl'ye satıldığını gördüğüm takıyı ben ayşenura 10 tl'ye aldım, çok şeker Bir şey. Görünce bayılacak. ablama kelebekli bir broş kendime de ne yapacağımı bilmediğim üzerinde bissürü taşlı küçük nesnenin sallandığı bir iğne aldım. Marpuççulara uğradık, boncuk, düğme vs aldım. Mehmet buradaki çeşidi ve hareketliliği görünce annesinin gelmediğine bayağı üzüldü. Bir daha gelirsek onu da getirelim burayı görsün dedi. Mehmet olmasa oradan daha neler alırdım, neler, çıkışım biraz zaman alırdı. Akşam kayınvalidem yemek yaptığı halde balık ekmek kokusuna dayanamadım ve mehmetle turşu suyu eşliğinde balık ekmek yedik. Ne muhteşem bir tat ve ortam. Her seferinde ümmühan ve ben ortaokuldayken babam ve annemin veli toplantısına gelip bizi eminönüne gezmeye götürmeleri ve balık ekmek yememiz aklıma geliyor. Annem de her zaman o balığın tadını unutamam diye söyler.
 
Posted by Picasa
burada da basamaklara oturup balık ekmek yiyenler görülüyor. ben istanbuldan ayrılmadan önce ya böyle basamak yoktu yada kimse oturmuyordu. ama insanları böyle kalabalık bir şekilde oturmuş balık ekmek yerken görmek hoşuma gitti.
Pazar günü kahvaltı sonrası nalanla konuşup buluşmaya karar verdik. Motorla eminönünden kadıköye geçtim.
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa

Kadıköye gitmeyeli seneler olmuştu, özlemişim. Nalan beni iskeleden aldı. Kardeşi esra da vardı. Önce gidip bağdat caddesinden aldığı daireyi gördük. Bayağı güzeldi.
 
Posted by Picasa
Birkaç yerde avize ve yatak baktıktan sonra kadıköye çiya'ya gittik. Buralara gelmeyeli ne kadar olmuş. Nalanla buradaki manavdan alışveriş yapardık. Bu sokakları çok severdim. Çiyada daha önce hep kebap yemiştim bu sefer yemeklere bakıp, isimlerini ve içlerindekileri öğrenip yemeklerimizi seçtik.
 
Posted by Picasa
Nalan taze sarımsakla yapılan bir yemek seçti, tadına baktım benimkinden daha güzeldi. Ben daha önce nerede adını duyduğumu hatırlamıyorum ama şevketi bostan ismini duyunca ben onu alayım dedim. Yenilebiliyor ama bayılmadım doğrusu. Ortaya aldığımız falafel ve bulgurdan yapılmış köfte sarımsaklı yoğurtla birlikte sunuluyordu ve her ikisi de çok güzeldi. Ekmekleri de karadeniz ekmekleri gibiydi, onu da sevdim. Nalanın kardeşi esra zahter çayını çok seviyormuş, yemek boyunca bardak bardak içti.
 
Posted by Picasa

Ben de bir bardak isteyip denedim, ona da bayılmadım. ama normal çayları çok güzeldi.
Çiya sonrası yağmur altında yürüyüdük ve Nalan 'buraya kadar geldim de balyana girmedim deme' dedi ve son anda balyana kahve içmeye girdik. Aslında methini çok duyduğum kup griye yemek istiyordum ama midemde yer kalmadığından sadece kahve içtim.
Balyandan sonra nalanlardan ayrılıp 30 dk motorda bekledikten sonra karşıya geçebildim.
 
Posted by Picasa

ne muhteşem bir şehir bayılıyorum bu şehre.
Mehmetler bayram beylerin yeni evine gitmişler ben eve gidene kadar onlar da dönmüşlerdi.
Pazartesi günü kahvaltı sonrası taksiye atlayıp şişliye gittim. İşim fazla sürmedi ve tekrar taksiye atlayıp geri döndüm.
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
Mehmet, annesi ve babası hep birlikte forumdaki akvaryuma gittik. Gayet güzeldi. En çok fatos ismindeki garip balıklar dikkatimizi çekti.
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
Bulundukları akvaryumun yüzeyinde kum vardı ve bunlar da aynı kum rengindeydi çok dikkatli bakınca ancak farkedilebiliyorlardı. Onları bayağı seyrettik.
 
Posted by Picasa
Yılana benzer garip balıklar vardı sanırım isimleri müren, onlara ne korkunçlar diyerek baktım. Tünelden geçerken mehmetin köpekbalıkları ile resmini çekmeye çalıştım.
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
Babam herşeyi çabuk tüketen, çabuk sıkılan biri. Akvaryumu merak edip bizimle geldi ama kısa sürede sıkıldığını belli etmeye başladı. Çalışanlarla konuşup akvaryumun kimlerin olduğunu, kimin işlettiğini vs öğrendi. Mehmet de biraz kızdı 'baba, işletmesini n'apacaksın, balıklarla ilgilensene' dedi.
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
Son turumuz bu yüzden biraz hızlı oldu. Bu arada içeri giriş ücreti hiç de az değil ama pahalı olduğu için içerde fazla insan olmadığı için rahat rahat geziliyor.
 
Posted by Picasa
sanırım bu da aslan balığı idi. aynısından dubai akvaryumunda da gördük.
 

Posted by Picasa
 
Posted by Picasa

Akvaryum sonrası güya forumu gezecektik ve alışveriş yapacaktım ama tabii ki gezemedim. Yemek yedik. Çiçek ızgaranın önünden geçerken aklıma nişantaşındaki çiçek ızgara geldi. Oraya her gittiğimizde ağlardım. Aslında yine öyle bir gün, tam çiçek ızgaralık.
Yemek sonrası ikeaya gittik hızlı bir tur attık. Kumaş bölümünden 3 tane kumaş aldım, alışveriş çantası yapmayı düşünüyorum.

No comments: