Tuesday, March 16, 2010

Hafta sonu samsundaydık. Cumartesi otobüse binip samsuna geldik ve arabamı tamirden aldık. Sol kapılar değişmiş. Arabama daha önce bir isim vememiştim ama tamirden sonra arabama binince 'yaralım benim, gazim benim' demeye başladım. İçi hala bally kokuyor, mehmet balici olmazsak iyidir diyor. Arabayı aldıktan sonra yeni açılan yapı markete gittik. Kapalı otoparkı yoktu ve park yeri arayan bissürü araba vardı. Şöyle bir gezindik, kasada kuyruk olduğu için Hiçbir şey almaya niyetlenmedik. Sonrasında çok acıktığımız için pizza yemeye gittik. Hava acayip soğuktu ve biz de fazla kalın giyinmediğimiz için bayağı üşüdük. Pizza sonrası madya gidip çay ve salep içtik. Sonra ablamlara gittik. Ümmühan da oradaydı. Hemen çantadan nihan için yaptığım şeyleri çıkardım. Herkes bayıldı. Zaten cuma yerine cumartesi samsuna gelmemizin sebebi çantayı bitirmek içindi. Yaptıklarıma baktıkça 'yaa ben ne süperim' deyip duruyorum.
Pazar tüm gün yağmurluydu ve evde geçirdik. Mehmet biraz beni eve hapsettin dedi ama böyle havada da insanın canı dışarı çıkmak istemiyor napayım. Ablamı bir gün önce muhammedin servisinde konuşan çocuklardan biri aramıştı ve serviste yattıklarını söylemişti. Gece ve pazar sabah içimden hep birşeyler yapıp ziyaretlerine gitmek geldi. Anneme açtım ve hadi gidelim dedi. İyi ki de demişim, eğer gitmeseydim hep içimde kalacaktı. Hemen kek yaptım. Mehmete söyleyip annemle yola çıktık. En yakındaki bime gidip 5 karton yumurta, 5 margarin, peçete, meyve suyu, iç çamaşırı, çorap, bissürü çikolata, bisküvi, kraker aldık.
Hastanenin asansörüne binince kendimizi çok garip hissettik, muhammed aklımıza geldi. Ablama söyleyişim, asansörün önünde elimizden kurtulmak için uğraşması...
serviste yılmazın annesini bulamadık, kafeteryaya inmiş. Diğer çocuğun annesini buldum. Tanımadım sizi dedi. Muhammedin teyzesiyim dedim ve ağlamaya başladım. Bana sarıldı. Yılmazın odasına girdim, ona muhammedin teyzesi olduğumu söyleyemedim. Çünkü kendisi muhammedin vefat ettiğini anlamış. Yılmaz gs'liymiş ve sürekli muhammedi odasına girip kızdıryormuş. Çok iyi görünüyordu. Yılmaz sık sık eve gidip geliyormuş. Ablam bir gün muhammede ' aa muhammed yılmaz gelmiş' demiş. Muhammed de ' gelirse gelsin bana ne, o sürekli eve gidip geliyor, ben hiç gidemiyorum' demiş. Ablam o günden sonra yılmazdan hiç bahsetmedim dedi.
Millete aldıklarımızı dağıttık. Yumurta ve margarinleri mutfaktaki çekmeceye koyduk. Herkes alsın diye söyledik. Annem o arada gidip muhammedin son dönemde yattığı 222 numaralı odaya bakmaya gitmiş. Servisten çıkarken ket odasına gözüm takıldı. Muhammedin bağdaş kurmuş oturur hali gözümün önüne geldi. Son 2 gidişimde de o odadaydı ve annneee Ya da teyzeee diye bağırıyordu. Annemle ağlayarak sanki onu geride bırakarak çıktık. Canım benim, güzelim. Annem diğer çocuklar odadan çıkıp gezinirken muhammed odasından hiç çıkmazdı, herhalde o halini insanlara göstermek istemiyordu, gurur yapıyordu diyor. En iyi halinde dahi odasından çıkmazdı.
Öyle garip ki insan inanamıyor. Nasıl olur diyor. Sanki hala hayatta. Benim güzel yeğenim, benim canım. özlüyoruz seni, ağlıyoruz seni hatırladıkça. Geceleri sen düşünmeden edemiyorum.
pazar akşamı ablam aradı ve naptınız? muhammedi de gördünüz mü? onu buldunuz mu? dedi. ilk siz servise gitme cesaretini gösterdiniz dedi. ablam hastaneyi görmemek ve muhammedle sağlıklı son günlerini annmelerde geçirdikleri için annmelere gelmiyor. evde birşey ararken baktım ki her yerde her çekmecede onların eşyaları, kıyafetleri. benim bekarken akldığım orta odanın çekmecesinde muhammedin yeni daha hiç kullanmadığı güneş gözlüğü ve eski güneş gözlüğü, askıda gömlekleri, çekmecelerde ilaçları.... bakarken de yazarken de ağlıyorum.
 
Posted by Picasa
(bu kasket ona ben almıştım. accessorius'ta görüp çok beğenmiştim. ona küçük geleceğini bildiğim halde almıştım. çok kısa süre kullanabildi. ablam muhammedin eşyalarından birşey al deyince ben de çocukluk kazağıyla onu aldım.)
ablam kaşındaki izi çok dert ediyordu ve beni suçluyordu diye anlatmıştı. sanırım ablam küçükken kafasına yanlışlıkla çay tepsisi ile vurmuş ve dikiş attırmışlardı. bir de sağ tarafındaki port izini. ablam olsun niye canını sıkıyorsun, sen büyüdükçe o leke küçülecek hatta kaybolacak, eğer kaybolmazsa estetik yaptırırız demiş de rahatlamış. ahh benim güzelim şimdi İnşallah en güzel yerlerdesindir.

 
Posted by Picasa

(bizim nikahtan önce 2006 17 haziran)
geçtiğimiz haftalarda muhammedin mezar taşına adı yazdırılacakmış, babası iyice tembihlemiş ki üstüne birşey gelmesin ,üstüne poşet birşeyler örtün diye. utanmaz adamlar bizim yavrumuzun bş kısmına basmışlar. içimiz gitti.

 
Posted by Picasa

 
Posted by Picasa

ablam da ben de bayağı ağladık. annem o gece hiç uyuyamamış. ablam o gece rüyasında muhammedi görmüş, çok iyiydi diyor. sanırım üzülmemem için kendisini gösterdi diyor.
Allah kimseye göstermesin gerçekten çok acı.

4 comments:

zeynepkb said...
This comment has been removed by the author.
nerminn said...

teşekkür ederim, sağolun.

zeynepkb said...

Geçen hafta Mekke'deydik. Aslında zorakievhanımı bloğunu, Umre hazırlıkları için araştırma yaparken keşfetmiştim. İnanın hepiniz aklıma geldiniz.
Sevgi ve selamlar...

nerminn said...

Allah kabul etsin. aklınıza geldiğimize göre bize de dua etmişsinizdir herhalde.