Thursday, October 15, 2009

bayram tatilinin gerisi

bayram tatilinin konya ayağı aşağıda.
konyadan döndükten sonra yogzatta 2 gün kaldık. eve gelir gelmez annem sobayı kurdu ve biz o sıcak odada yattık. ertesi gün çok geç olmadan kalktık ve annemlerin çok istediği daha doğrusu bizi götürmek istedikleri köye doğru yola çıktık. amaç köye gitmek değildi, bağa gidip üzüm toplamaktı. evlendiğimizden beri kene yüzünden ben hiç köye gitmemiştim, bu ilk oldu. zaten köye de millet eve davet eder vakit geçer diye uğramadık. doğru bağa gittik.
 
Posted by Picasa
yolda annem babasından kalan arsayı gösterdi, acayip mesut bahtiyardı. yolda durup hatta arabadan inip annemin orda resmini çektik. babam da sürekli şurası babamındı, şurayı şuna sattık, burayı buna sattık deyip durdu. arabayı bağa en yakın kısma kadar altını sadece bir kez sürtüp sonunda bağa vardık. sanırım 1.5 saat falan gittik. arabadan koli, sepet ve kasaları çıkarttık ve annemin bağına gittik.
 
Posted by Picasa
annem acayip mutlu oldu. annemin getirdiği etek ve çorapları giydik. bu arada üstümde etek ve annemin verdiği çorap haricinde ince çorap ve pijama da vardı (kene koruması).
 
Posted by Picasa
bağ ilçeye göre bayağı sıcaktı, işimiz bitene kadar bayağı terledim. mehmetle biz acemice, annemle babam ustaca üzümleri topladık. ben bayağı yavaştım. bol bol da yedik. babam gitmeden önce organik deyip duruyordu meğer gerçekten organikmiş. görünüşleri çok güzel değildi ama tadı çok güzeldi.
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
işimiz bitince babam kendi babasının bağını gösterdi. annemle biraz yürüdük.
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
burası da annemin rahmetli babasının evi. şimdi sahipsiz olduğu için bu hale gelmiş. mehmetin bu evle ilgili hatıraları; bahçesindeki meyve dolu ağaçlar ve annesinin meyve koparmamaları için sıkı sıkı tembihleri.... rahmeti dede annemden ziyade oğluna önem verirmiş ve onun çocukları gelecek diye kimsenin meyveleri koparmasına izin vermezmiş. annem de çok gurrulu olduğu için çocukları kesinlikle sıkı takip edermiş ve oraya sadece babasına yardım için gidermiş.
 
Posted by Picasa
bu da köyden çıktıktan sonra yol kenarında durduğumuz ve içtiğimiz acı su akan çeşme
 
Posted by Picasa
bu bağ işi çok hoşumuza gitti ve mehmetle eğer tarih uyarsa tekrarlama kararı verdik. hatta mehmet döndüğümüzde sinan beye (o bağa hiç gitmezmiş) anlata anlata bitiremedi.
o akşam o kadar yorgunduk ki hamama gitsek mi gitmesek mi diye bayağı düşündük. sabah gidelim dedik ama sabah biz erken kalkmayacağımız için ve kahvaltı sonrası yola çıkacağımız için sabah hamam işinin olmayacağını düşünüp yorgun bir şekilde hamama gittik. kapanma saatine kadar havuzda yüzdüm, sıcak havuza girdim ve öyle yavaş yavaş keyfini çıkararak olmasa da güzelce yıkandık ve hamamdan çıktık. eve gittiğimizde annem sobayı tekrar yaktı, biraz daha oturduk, çay içtik ve yattık. pazar günü kahvaltı sonrası mehmetle babam elma topladılar. annem pazardan aldıkları mercimek, nohut, kuru fasülye ve soğanları çıkarttı. babam bahçeden patates söktü, domates ve biber topladı (bunlar mehmetin yeğeni tavuk için dikilmiş ama o istanbula gidene kadar yeterince büyümemiş ve bize nasip olmuş sebzeler. hatta 2 tane minik mısırı da konyadan döndüğümüzde mehmet mangalda pişirdi ve yedik. daha sonra tavuk'u arayıp biraz kıskandırdı. arabaya bunlardan başka turşu da kondu. bagaj da koltuk da tamamen doldu. bu resmi yolda çorumda çektim, soğan çuvalları.
 
Posted by Picasa
bu resmi de çorumda mola verdiğimiz leblebicide çektim. bol leblebi aldık ve çay servislerinden faydalandık. resimde en önde yerde bulunan tahta oyuncakları çok sevdim.
 
Posted by Picasa
akşam samsuna vardığımızda ablamlarla buluşup babam ve amcamlara kayınpederimin gönderdiği elma ve üzüm kasalarını onlara verdik. kısa sohbetin ardından yola devam ettik. yolda acayip yağmur yağdığından kararlaştırdığımız yerden önce mola verdik. tost yemeyi düşünüyorduk ama orası sadece restaurantmış ve orda yediğimiz yemeğin parasını orda karşılaştığımız üniden bir hocam ödedi. hala telefon açıp teşekkür edemedim. eve geldiğimizde saat 21:30 civarıydı.

2 comments:

Anonymous said...

Yine keyif okuduğum çok güzel bir yazı yazmışsın.Yüreğine sağlık.

Muhammed nasıl oldu?

Nurten

nerminn said...

teşekkürler nurten, muhammedin kan değerleri sürekli düşüyor. okula gidemediği için de morali biraz bozukmuş.