Monday, May 25, 2009

19 mayıs tatili,doğum günüm

Yeni bilgisayar laptop geleli çok oldu ama ben külüstüre o kadar alışmışım ki bir türlü ondan vazgeçemedim. Sonunda bu akşam ilk yazımı yazıyorum, yeni bilgisayarımla. Mehmet geçen yıl doğum günü hediyesi olarak alacaktı ama mağazada beğendiğimiz laptop bitince doğum günü hediyem için bu zamana kadar beklemek zorunda kaldım. Bu arada ben bunu kullanana kadar diğer doğum günüm geldi ve geçti bile. Bu sefer de 2 gün sonra olmak üzere bir güneş gözlüğü aldı.
Geçen hafta Cuma günü 1.5 saat rötar yapan thy uçağı ile istanbula gece yarısı yorgun argın vardık. Cumartesi günü mehmetin anne ve babası ile kahvaltı ettik. Babası memlekete gideceği halde biz geliyoruz diye gidişini erteledi. Sürekli sizi çok özledim, bir yere gitmeyin, evde oturun deyip durdu. Bu sebeple ilk günümüz evde geçti. Benim planım araba olmadığı için emirgana gidemeyeceğimize göre gülhaneye gideriz diye düşünmüştüm. Akşam eve yenge hanımın anne, babası ve kardeşleri geleceklermiş, o yüzden biz de fırsattan istifade fatihteki alışveriş merkezine gittik. Akşam geç vakitte dönmemize rağmen hala evdelerdi.
Pazar günü 35. Doğum günümdü. Gece uyumadan mehmet yerine ben ‘iyi ki doğdun.....’ şarkısına başlamıştım. Mehmet de gülüp doğum günümü kutladı. Hatırlamama numarası yapıp beni kızdırmak istedi ama işe yaramadı. Sabah uyandığımızda yeniden kutladı. Evde kimseye söylememesini istedim. Kahvaltı ve evde oyalanma sonrası ve tabii babanın sizi özledim, bir yere gitmeyin sözleri karşısında geç vakitte evden çıktık. Takside mehmet topkapı, panaramik müze dedi. ‘Allah Allah neden sultanahmet demiyor?’ diye içimden geçirdim ve garip bir yüz ifadesiyle (bunu mehmet söylüyor) ‘neden topkapı dedin’ diye sordum. O anda benim oraya gitmek istemeyeceğimi farketmiş. Evet bu müzeyi görmek istiyordum ama sonrasında önceki günkü yapamadığım gülhane gezintisini yapmayı düşünüyordum.
 
Posted by Picasa
Müzeye gittik. Sanırım eski otogarın yerine yapılmış. Etrafını parka çevirmişler. Müze güzeldi ama ben çok daha başka şeyler hayal ettiğim için hayal kırıklığına uğramadım desem yalan olur. Müzeye girince duvarlarda fatih sultan mehmetle ve fetihle ilgili yazılar ve lcd ekranlarda filmler izleniyor. Sonra asıl salona girilecek yere geliniyor ve orada bir grup oluşması için beklemeye başlıyorsunuz. Bu arada dediğim filmi izleyebiliyorsunuz ve asıl salonun yani panoramik müzenin maketlerine bakabiliyorsunuz.
 
Posted by Picasa
Giriş vakti geldiğinde sinemadaki gibi karanlık merdivenlerden grup halinde yukarı salona çıkılıyor ve herkesin ağzı açık kalıyor. Yuvarlak bir salon, tavanı gökkubbe şeklinde. Her yerden top sesleri geliyor. Size yakın olan kısımlarda toplar, mızraklar, oklar vs var. Duvarlarda fetihten sahneler var. Herkes sürekli resim çekiyor.
 
Posted by Picasa
İçeriye aldıkları grup kalabalık oluyor ve içerde bir türlü kimse ilerlemediği için vakit dolduğunda (sanırım 15 dakika kadar) biz ancak 1/4’ini gezmiştik. O kadar sürde resim mi çekeceksin, etrafı mı inceleyeceksin?
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
ben topların silindir şeklinde olduğunu sanıyordum meğer öyle değilmiş. Zaten millet bir türlü ilerlemiyor, tabii biz de ilerlemedik. Sonra sürekli süre doldu, dışarı çıkın diye anons başladı.
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
bugünlerde tağrık buğra'nın osmancık isimli kitabını bitirdim. o kitaptan sonra bu resimleri görmek bana farklı hisler yaşattırdı. osmancık,osman gazi han'ın bursanın alınması için bekleyişlerinden sonra imparatorluğun büyümesi ve torununun istanbulu fethi...
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa
fatihin çocukluk defteriGüvenlik görevlisi geldi ve milleti çıkardı ama bizimle birlikte 2-3 kişi diğer grupla orada kaldı. Biraz daha bakınıp çıktık. Sonra duvar yazılarını okuduk.
 
Dışarı çıktığımızda Parkta biraz yürüdük ve havuz kenarında oturduk.
 
Posted by Picasa
Fıskiyeden damlayan sular yüzünden gökkuşağı oluşmuştu, onu seyrettik. Sonra ne yapsak? Nasıl buradan gitsek diye düşünmeye başladık ama mehmet istanbulda arabalı olmaya alışık olduğu için fazla da düşünmeden hemen telefona sarılıp ağabeyini aradı. Babam için ayakkabı alacaklarmış, yeşile gideceklermiş. Bizi de alabilirlermiş. Daha doğrusu ayakkabı bölümünü söyelediler, o daha sonra çıktı, tabii ben tahmin etmiştim. Benim surat 5 karış yeşile gittik. Mehmet ve babası ayakkabı baktılar. Mehmete güzel bir ayakkabı beğendik ama numarası kalmamış. Babası 2 tane aldı ve mehmet sahiil yolundan gidelim dediği için sahil yolundan eve döndük. Bu seneki doğum günüm işte böyle geçti. Sinir krizi geçirecektim nerdeyse. Mehmetin annesine bile dedim ‘mehmet annesinin karnından sanki arabayla çıkmış, istanbulda hiç bir taşıta binmek istemiyor’ dedim. Mehmet de annesine böyle bir şey söyleyince biraz güldü. Bu arada mehmet evde herkese doğum günüm olduğunu söyledi. Annesi ona kızmış ‘hediye aldın mı?’’ yok’, ‘çiçek aldın mı?’ ‘yok’, ‘pasta aldın mı?’ ‘yok’ konuşmalarının ardından annesi ‘tabii kız kızar. Kendin yapmamışsın bize de gece söylüyorsun. Bari biz birşeyler yapsaydık’ demiş.
Yatma vakti oldu şimdilik bu kadar. Devamı ve resimler daha sonra.

5 comments:

Anonymous said...

Merhaba Canım,

Doğum gününü tekrar kutlarım. Sana mail atmıştım. İnşallah almışsındır.

Yeni bilgisayarın hayırlı olsun.İnşallah yeni bilgisayarında keyifli ve hep iyi şeyler yazmak nasip olur.

N.K.

nerminn said...

teşekkürler nurten,
istanbul dönüşü mailini aldım, ama cevap yazamadım. tekrar teşekkür ederim. İnşallah dediğin gibi hep iyi şeyleri yazarım ama bu aralar canım biraz sıkkın çok da iyi şeyle yazacak gibi değilim. İnşallah herşey yoluna girer.

Anonymous said...

Sıkıntılar her neyse inşaAllah bir önce hayırlısıyla ve kolaylıkla bir daha gelmemek üzere senden uzaklaşsınlar.

Nurten

Anonymous said...

Sevgili Meslektaşım
Geçmiş doğumgününüz kutlu olsun.Nice mutlu yıllara.

nerminn said...

doktor hanım teşekkür ederim. teşekkürler nurten İnşallah