Friday, March 13, 2009

küçük bir kesi

bu hafta nedense canım hiç yemek yapmak istemiyor. bir gün dışarda yedik, bir gün kahvaltı ettik, dün ise daha önceden aldığım mantıyı yapmaya karar verdim. keşke öyle bir karar vermeseymişim. akşamın sonunda kesik bir parmağım, hoşnut olmamış bir midem vardı. mehmete tereyağ isteyip istemediğini sordum. mehmet normalde hiç tereyağ yemez, o yüzden de bekarlıkta tamamen tereyağ kullanarak yaptığım yemekleri artık tamamen zeytinyağ ile yapıyorum. ama bu sefer ben darılırım diye (bazen numaradan darılmalarım oluyor) tamam dedi (sonra buna ne kadar pişman olsa da.). neyse buzluktan tereyağı çıkardım ve böyle sertken yağı kesmeye çalışırken parmağımı kesebilirim diye düşünürken bıçak parmağıma saplandı ve biraz derince kesti. o anda ümitsizce 'şimdi hastaneye mi gideceğiz? dikiş mi atılacak?' gibi düşünceler aklımdan geçerken mehmetin yanına gittim. yüz ifademi görünce önce ne olduğunu anlayamadı. sonra hemen parmağımı temizleyip sardı. ben de oh be dikiş atılmayacak diye sevinirken hastanede yarın dikiş attırırsın yoksa bu çok zor iyileşir dedi. yaralı parmakla ve canımız biraz sıkılarak mantımızı yedik ama ikimiz de tam bitiremedik. mehmet bütün akşam boyunca 'benim nevalem bitti. karnım açç' deyip durdu.
sabah banyoda mehmet yarabantını değiştirecekti ve o küçücük kesik beni nasıl etkiledi bilmiyorum ama tansiyonum düştü, midem bulandı. klozetin üstüne oturup önüme kovayı aldım. daha sonra da kolonyayı koklayarak yatağa geri döndüm.
işe gidince mehmet naptın demek için aradı. daha halletmedim dedim. öğle tatilinde hemşirelerden biri göz masasında gerekli malzemeleri hazırladı. tek dikiş olduğu için lokal anesteziye gerek yok diye düşündük ama büyük hataymış. personel masaya temiz bir şeyler örttü ve masaya yattım. prsonelden biri kolumu hareket ettirmeyeyim diye koluma bastırdı. iki iğne ile denmesine rağmen sadece canım acıdı ve ağladım ama sonuç başarısızdı. dikişten vazgeçtik. parmağımı sıkıca sardılar. sonuçta hastaya spinal yaparken ne bağırıyorsun hareket etme, sadece bir iğne demekle hata ediyormuşum. bir de anladım ki canım biraz kıymetliymiş. öğleden sonra ablamla konuşurken ablama anlattım. akşam önce muhammed ve ayşenur sonra da ümmühan geçmiş olsun demek için aradılar. konuşmalarındn çok fazla etkilendiklerini anlayıp 'yaa çok böyük bir şey değil, sadece derin' demek ihtiyacını hissettim.
söylemeyi unuttum eve gelince de sağ el işaret parmağımı (diğeri sol el işaret parmağım) anatharlığın halkasına takıp yırttım. bugünlere bana ne oluyor bilmiyorum, ellerim yara bere ile dolu. özellikle son 1 aydır sürekli elimde yara bantı oluyor. mehmetin dediğine göre nazarmış.
sinan bey bugün abd'den döndü. abd bayraklı kırlent dışında herşeyi almış.
bu akşam babam aradı ve telefonu mehmetin babasına verdi. medinede buluşmuşlar.
son haber ise ümmühanın oğlundan sonra şimdi de kızı su çiçeği çıkarmış.

3 comments:

nerminn said...

silmişsiniz ama teşekkürler doktor hanım

Anonymous said...

Ben bişey silmedim ,önceki yazınıza eklenmiş nasıl olduysa,anlamadım.

Anonymous said...

Geçmiş olsun canım. Daha okurken içimden nazar diye geçirdim. Eşin doğru söylemiş.

Teyzeliğini de kutlarım. Hayırlısıyla darısı senin başına inşallah.

N.K.