Saturday, November 15, 2008

trabzon,ayasofya

Atatürk köşkü sonrası arayıp bularak ayasofya müzesine gittik. aslında yeri çok kolaymış ama önce sahil yoluna inmek gerekiyormuş.

sahil yolunda horon oynayan heykelin ordan yukarı çıkılması gerekiyor, zaten orda oklarla gösteriliyor. biraz aradıktan sonra bulduk.

içeri giriş 3 ytl idi ve mehmetle müze kart çıkarttırıp parasız girdik. biz gittiğimizde hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. o yüzden de içindeki freskleri çok iyi göremedik.

Zamanında imparatorların taç giydiği bu kilise eski bir dini yapının yerine yapılmış. osmanlının fethinden sonra camiye dönüştürülmüş ve 1. dünya savaşı sırasında trabzonu işgal eden ruslar tarafından depo ve askeri hastane olarak kullanılmış. 1964 ten beri de müze olarak kullanılıyormuş.

İstanbul, Haçlı seferine çıkan Latinler tarafından işgal edilince, Gürcü kraliçesi halaları Tamar’a sığınan Doğu Roma İmparatoru Komnenos hanedanından iki kardeş , kendini deviren hanedanı tanımayarak burada kendini imparator ilan etmiş ve İstanbuldaki Ayasofya'ya rakip olarak da bu kiliseyi yaptırmış.

hiç bir bizans kilisesinde çan kulesi olmamasına karşın burada vardır ve kulenin, yıldızları gözlemek ve astronomi dersleri vermek amacıyla kullanıldığı bildirilmiştir.

boğa başı trabzonda başka bir yerde bulunup buraya getirilmiş, hellenistik döneme ait bir sembol olduğu sanılıyor.

müzenin bahçesinde bissürü mezar taşı sergileniyor. bunlar padişah kardeşlerine vs aitmiş. yol çalışmaları, zağnos vadisi çalışmaları gibi kazılarda bulunmuşlar yada yerlerinden sökülüp sergilenmek üzere buraya getirilmişler.



No comments: