Friday, June 22, 2007

kellik kampanyası

Sabah canım kahvaltı yapmak istemedi ve kendime şehriye çorbası pişirdim. 1 saatlik yüzme dersi o kadar yorucu geldi ki, hoca biraz daha devam etsene demesine rağmen ben pes ettim. Pazartesi sınavı varmış, o yüzden de hafta sonu da gideceğim. Cumaya kadr bana yüzmeyi öğretmek istiyor. Cuma İnşallah ankaraya devremülke gidiyoruz. 9 gün kalacağız.
Havuz sonrası o kadar yorgundum ki, kanepede saatler geçirdim. Uyuklama aşamasında Ayşegül aradı. 17 mayısta yeni evine taşındığı için arayamamış (doğum günüm), hb den muhammedin hastalığını duymuş, onunla ilgili biraz konuştuk. Zorla kalkıp evi sildim, hafta sonu yapamayacağım için. Mehmetle pazara gitmek istiyordum (hiç halim olmamasına rağmen) benim yerime o bahaneler buldu ve dışarı çıkmadık. Sıcaktan iştahım da yok, artık abur cubur yemiyorum, hatta canım hiçbir şey istemiyor. Bol bol soda içiyorum. Sıcak diyorum, aslında önceki günlere göre çok iyi, hafif esiyor (hatta mehmete göre serin) ama benim vücut ısım biraz düşük galiba, en ufak sıcak bile beni etkiliyor. Bu arada havuzdan geldikten sonra aynanın karşısında yeni aldığım rowenta döner başlıklı alet ile saçımı şekil vermek için 1 saat kadar uğraştım ama sadece şöyle bir bakıp her zamanki gibi topuz yaptım. bu sıcakta başka ne yapılabilir ki?
Bu birkaç gündür muhammedin saçları çok fazla dökülüyormuş (Meğer ilaç stoplandıktan sonra saçlar dökülüyormuş). Sıcaklar yüzünden de çok bunalmış ve saçlarını kestirmeye razı olmuş. Amcası bugün hastaneye berber getirmiş. Muhammed daha 3 numaraya vurdurmak istiyorum demeden adam başlamış sıfıra vurmaya (herhalde amcası tembihledi). Cep telefonu ile kafasının resmini çekip göstermişler ve kafasını beğenmiş. Sanırım babası ve amcası da saçlarını kazıtacaklarmış. Beyazıtı zaten ondan önce yaptırtmışlardı. Ben de dayılarına kellik kampanyasına katılıp katılmayacaklarını sordum ama bu işe pek de sıcak bakmadılar.

No comments: