Friday, May 14, 2010

sabah alarmı 10 dk sonraya kurmuşken telefon çaldı. Allah Allah benim alarmım böyle değil ki diye düşünürken telefonun çaldığını anladım. trafik kazası varmış, acil ameliyathaneden çağırıyorlar dediler. nasıl evden çıkacağımı şaşırdım. karşılıklı 2 salonda yatan hastaları toparlayıp en yakın ile gönderdik. sonrasında tekrar kaza varmış dediler ama bize birşey çıkmadı. kısacası bayağı hareketli bir sabahtı. bir de üstüne 2005 yılından vergi borcu gelince (2005 ve 2006 yılında bize fiş toplayınca fazla para vermişler. şimdi bütün hastaneden paray geri topluyorlarmış. daha geçende 100 küsür yatırmıştım bu oldu 2. taksime telefon açtım daha kaç kere para yatıracağım diye, İnşallah bu sonuncuymuş. zeynep'i aradım çünkü mehmetin dediğine göre dün bayağı sinirli onu arayıp haber vermiş.
sonra rahat rahat gazeteyi elime aldım. zaman gazetesinin cuma ekinde umre ile ilgili bir yazı vardı. kıyafet vs olayı da olunca büyük ilgiyle okurken, umre hatıralarını anlatan birçok blog var diye yazıyordu. içimden acaba benimkinden de bahsediyormudur diye geçirirken bir baktım sadece benim sayfamın ismini vermiş. o kadar mutlu oldum ki, başka sitelerin sahipleri gazete, dergide çıktıkları zaman neden bu kadar mutlu oluyorlarmış anladım. mehmeti aradım, halime güldü. zeynep ve berat telefona bakmadılar. sonra öğle tatilinde eve gelmem gerekince hemen birşeyler atıştırdım ve bunları yazdım. bu arada nalanı arayıp haber verdim. beratla konuştuğumuzda da arayıp da bulamadığı adresimi söyledim. tepkisi neden zoraki ev hanımı? oldu. diyarbakırda evde otururken başladım vs diye anlatmaya çalıştım. kimseye söylememesi için gerekli sözleri aldım. işte böyle...
şimdi sabah işe götüremediğim laptopımı alıp hastaneye gideceğim ve 1 haftadır amerikan priz yokluğundan yazamadığım dubai gezimizi yazacağım.

bu arada umre ile ilgili yazılara burdan , burdan, buradan ve burdan ulaşabilirsiniz.

2 comments:

Hamarat hanım said...

Selamun aleyküm :) Bende haber7 de Zaman kaynak gösterilerek yazılan yazıdan sizi buldum. Sonra da kazadan bahsetmişsiniz. Eğer bahsettiğiniz kaza Trabzon'a giden minibüsün yaptığı, şöforün öldüğü kaza ise o kazaya bakan trafik ekibinde eniştem vardı. Tam ablamla bu konuyu konuşurken siteyi açtım. Ben de Giresunluyum, Batman'da yaşıyorum. Yani bugün günüm sizinle doluydu:)
Yeğeninizle olan anılarınızı okurken emin olun hüngür hüngür ağladım:(
Sizin blogunu öğrenmeme vesile olduğu için Zaman ve haber7 ye minnettarım...

nerminn said...

aleyküm selam
2007'de biz de 9 ay diyarbakırda yaşamıştık. o zaman hasankeyfe geçerken batmanda madoda kahvaltı yapmıştık. madonun bahçesini çok beğenmiştim. karadenizli olup da oralarda yaşamak biraz zor oluyordur. iş için mi oradasınız?
Muhammedle ilgili yazdıklarımı ve resimlerini her gördüğümde ben de ağlıyorum. canım benim, hepimiz onu o kadar özlüyoruzz ki anlatamam. o harika bir çocuktu ve benim en sevdiğim yeğenimdi.
sabahki kazaya gelince sanırım aynı kaza. bizim teknisyenler de trabzon lafı ediyorlardı. ünye devlette sanırım arabayı kullanan kişi ölmüş. Allah rahmet eylesin.
tanıştığımıza memnun oldum. görüşmek üzere.