Sunday, November 30, 2008

kahvaltı

Bugün mehmetin hastaneden arkadaşları kahvaltıya geleceklerdi. Çarşamba gününden neler yapacağımı planladım. Hatta daha önceden anneme haber verdiğim için annem bir tepsi su böreği yapmıştı ve bir tepside kuru tatlı yaptırtmıştı. Onları geçen hafta annemlere gittiğimde almıştım. Babam da Cuma günü samsundan pastırma yolladı. Ayrıca, Cuma günü eve temizliğe gelen Sefa yaptığı incir reçelinden bir kavanoz da bana getirmişti (Bundan başka masadaki her şeyi ben yaptım).
Cuma günü sefa geldi ve evi temizledi. Ona özellikle mutfağı temizlemesini söyledim (açık mutfak olduğu için). Cuma hastanede nuranın doğum günü etkinlikleriyle geçti. Hediye olarak çiçekçiden çiçek istedim. Bana göre vasat ama buradakilere göre harika bir buket geldi. Nuran bayıldı, kocasının yapma çiçeğinden daha güzel olduğu söyledi (gerçekten de öyleydi).
Cuma günü evde, daha önce kontrol etmediğim kışlıkların olduğu son koliyi çıkartıp baktım. Onun dışında da bir iş yapmadım. Cuma akşam tv de bayağı geç saatte daha önce film ekiminde seyrettiğim bir şans daha isimli film vardı. Mehmetle onu seyrettik. İkinci kez seyretmeme rağmen (birküçük cezvede de bahsetmiştim,eskileri okumak ne ilginç oluyor.) yine de ağladım (kadının çocuğun yüzünü, sivilcelerini yaladığı sahnede). Mehmet filmin geri kalanında sürekli beni kontrol etti (ağlamamam için). Gece 3 te yatınca sabah değil, öğlende kalktık. Kahvaltı sonrası pazara çıktık ama Pazar büyük bir Pazar değilmiş, o yüzden de bulamadık. Burada bayağı yerel market var. Yeni bir tanesini keşfettik, manav bölümü bayağı iyiydi. Birkaç marketten alışverişimizi tamamladık. Bu arada, bu ilçede geri dönüşüm ürünlerinin toplandığı bir yer yok. Önceleri hastanede kağıt, cam vs ayrı toplanmış sonra da hepsini götürüp aynı çöplüğe atmışlar. Ben bunun için (kendi adıma) bir çözüm buldum. Bim’ lerde, kasadan sonraki paketleme yerlerinde plastik,cam ve kağıt için ayrı kutular var. 1-2 hafta biriktirdiğim soda şişeleri ve deterjan kutularını buraya bırakıyorum. Bu da beni mutlu ediyor. Bol poşet kullanıyorum bari geri dönüşüme böyle bir katkım olsun.
Market alışverişi sonrası çiçekçiyi aradık ve (yerini bilmediğimiz için) bizi gelip aldı. Masaya koymak için bir buket yaptırdım. Burada çiçekçi sayısı az ve çiçekler de pek güzel değil ama aldıklarım fena değildi.
Neyse market sonrası, akşam yemeği dışında bütün akşam boyunca çalıştım. Karışık kızartma hazırladım, browni yaptım. Ertesi gün için gerekli her şeyi gözden geçirdim. Daha bissürü şey hazırladım. Fazla stresli gözükmemeye çalıştım, çünkü Mehmet kızıyor. Gece 2 de yattık. Gece rüyamda bel fıtığım varmış ve ameliyat olacakmışım. Acaba ismailin (beyin cerrahı, taksimden arkadaşımız) de kahvaltıya gelecek olmasından etkilenmiş olabilir miyim?
Sabah her zamanki gibi kurduğum saatten yarım saat sonra kalktım. Çok vakit var diye biraz yavaş hareket ettim ve onlar geldiklerinde henüz yumurtalar soyulmamış (halbuki ben mayonezli yumurta yapacaktım), son kirli tava yıkanmamış, pastırma tabağa konmamıştı. Onlar geldikten sonra bunlardan başka su böreğini fırından çıkarıp dilimledim, fritözü çalıştırıp patates kızarttım (onlar kahvaltıya başladıktan sonra), sucuk kızarttım. İkinci ve sonra da üçüncü çayı demledim. Doğru düzgün bir şey yiyemedim. Çocuklar için hazırladığım harika masadan çocuklar pek bir şey yemediler. Yemekteyiz programından sonra her şeyi eleştirirler diye çok korkuyordum ama her şeyi çok beğendiler.
Eşyalarımızı da çok beğendiler. Louis ghost sandalyelerime kristalden mi falan demişler. Her şeye pek bir ilgiyle baktılar. Benim yemek takımımı gördükten sonra onların getirdiği kahvaltı takımını (krc’den,laleli takım) beğenmiyeceğimden endişelendiler. Hediyelerini açtık maalesef ki iki parçası kırılmış. Normal bir misafirimiz, ailelerimiz geldiğinde kullanırız diye düşündük. Çetinin küçük kızı tüm gün boyunca benim mavi seramik güvercin, uğur böceği, kuş…. Süs eşyalarımın başından kalkmadı. Hepsini tek tek eline alıp oynadı. Onun her eline alışında yüreğim hop etti, çünkü onları üniversite 1 de almaya başladım ve bir tanesini ilk tus sınavımda ankaradan ve bir tanesini de istiklalden asistanlığımın başında almıştım. Neyseki kazasız belasız bu günü atlattık. Onlar gidince bir şeyler yedik ve ben tv karşısında uyudum. Sonra da bunları yazdım. Şimdi mutfağa gidip bulaşık makinesini boşaltıp tekrar doldurmam gerekiyor.

No comments: