Ablamlar izmire varınca hemen o gün eşyalı bir ev tuttular (daha önce nail olan buradan bir çocuğun kaldığı evi), ablam pek beğenmeyip bayağı bir canımızı sıksa da (o da Muhammed enfeksiyon kapar diye korkuyor gerçi) ona hastanede kalacaklarını canını her şeye sıkmaması gerektiğini söyledik.
Hafta içi beratın arabası bende olduğu için iki kere havuza gittim. Yüzücülerin atladığı yerden birkaç kez havuza atladım ama sanırım burnumu suya çarptım (öyle tahmin ediyorum) bayağı acıyor ve üstü kızardı. Sadece 1 saatcik ama yine de iyi geliyor. 1 saat için arabayla 30 dk lık belki de daha fazla yol gidiyorum. Ayşenurla Çarşamba günü alışverişe çıktık. Bayağı yoruldum. Çarşamba akşamı ona söz verdiğim seyahat yastığını diktim, kot kumaştan. Çok şeker oldu. Perşembe günü akşam okul gezi için arkadaşlarıyla beraber Çanakkale ve bursaya doğru yola çıktılar. Söylediğine göre arkadaşları yastığına bayılmışlar. Aslında bir de göz bantı yapacaktım ama uygun incelikte lastik bulamadığım için yapamadım. İnşallah bu hafta da onu yapacağım. Bugün Cuma ve bugün muhammedin iki dişi çekilmiş. Bir tanesi azı dişi (dişlerden pek anlamam) olduğu için bayağı hırpalanmış. Tüm hafta boyunca tahliller yapıldı, vücudunda enfeksiyon vs odağı olmaması için. Pazartesi İnşallah ilik nakli yapılacak servise yatacaklarmış. 15 tane nevresim ve bir o kadar da Muhammed için pijama istemişler ve bol miktarda hem Muhammed hem de ablam için iç çamaşırı almalar gerektiğini söylemişler. 1 aylığına servise yatacaklarmış ve ikisi de kaldıkları odadan dışarı hiç çıkmayacaklarmış. Tabii dışardan kimse ile de görüşmeyecekler. Telefona izin verecekler mi bilmiyoruz. Her şeyleri sürekli sterilize edilecekmiş. Ablamın iç çamaşırları vs de dahil. 1 ay 1 odada nasıl geçer? Allah yardımcıları olsun. Bu arada beyazıta da kateter takılacakmış. Tabii ablam muhammedin yanında olacağı için beyazıtı göremeyecek. Yanında babaannesi kalacakmış. O kadıncağız da öyle yaşlanmış, öyle kötüleşmiş ki insan şaşırıyor. Muhammedin hastalığı onu resmen eritti. Ablamı da çöktürdü. Halbuki herkes onu bizim en küçüğümüz sanırdı.
Bugün annemle evden çıktık ve önce daha önceleri babamın yanında çalışan elemanlardan birinin evine bebek görmeye gittik. Biraz sohbet, bebekle ilgilenme ve bir şeyler yeyip çıkma. Fazla kalmadık çünkü cumartesi berat geliyor ve arabayı alacağı için tüm işlerimizi yapalım dedik. Sonrasında hasta ziyareti, babamın kuzeninin eşi kalp ameliyatı geçirmiş onu ziyaret ettik. Bana hiçbir şeyi kafama takmamamı önemli olanın sağlık olduğunu söyledi. Bir insan başkasının derdinden ne anlar ki?
Sonra asiye ablamı ve ümmühanın çocuklarını alıp en küçük amcamın evine gittik. Herkes oraya hayırlı olsuna gitmişti (Meryem asiye ablamın oğlu ile nişanlandı, yani ümmühana elti olacak). 2 saat kadar oturduk. Mehmet bu akşam nöbetçi olduğu için fazla acelemiz yoktu. Benim için iyi oldu. Yengemleri görmüş oldum. O da beni gördüğüne pek bir memnun oldu, beni çok özlemiş. Teyzemi de gördüm, beni pek sevmez. Bana hep tuhaf tuhaf bakar, benimle pek konuşmaz. Ayda yılda bir konuştuğunda da ‘doktor yeğenim’ deyip yağ yakmaya çalışır ve bu da beni sinir eder. Eve geldiğimizde babam eve gelmişti. Üst kata çıkıp vakit geçirdim. Mehmet de ben de 1 seneden daha fazla süredir nöbet tutmadığımız için onun şimdi nöbette olması biraz garip geliyor. Bu mecburi hizmetteki ilk nöbeti. Sanırım benim kura da nisanın 15 inde belli olacakmış (duaya ihtiyacım var).