Saturday, April 26, 2008

uzun zamandır yazamamamdaki sebep bilgisyarımızda ve nette sorun olması. vakit çok hızlı geçiyor. annemler umreye gittiler ve çarşamba sabah dönüyorlar. beyazıt babaannesi ile samsuna geri döndü. muhammed nakil oldu ve İnşallah pazartesi hastaneden çıkıyor. 3 ay takip edeceklermiş. kardeşimin oğlu oldu, yani hala oldum. veee taynim oldu. mayıs sonunda inşallah fatsada çalışmaya başlayacağım. mehmetle 15-20 dakika uzaklıkta olacağız. evi fatsadan tutacağız. tayin işi olduğu için artık hayalimdeki evi bulmak için dua ediyorum. sanrım önümüzdeki hafta sonu ev arayacağız ve sonra da 9-10 günlüğüne istanbula eşya almaya gideceğiz. tayinim belli olduktan sonra 23 nisanda yani mehmetin bana evlenme teklif ettiği günün 2. yıldönümünde evimize çok istediğim guguklu saati aldık. yalnız ben daha yüksek bir fiyata aldım. bir de o gün alışveriş merkezinde araba çekilişine katıldık. eğer bana çıkarsa satıp istediğim arabayı alacağız. bir kaç haftadır evde dikiş dikiyorum. bana bayağı zevk veriyor. yeni eğlencem bernina dikiş makinemi kullanmak.

Monday, April 07, 2008

iyi ki doğdun ablam

Ablamlar gideli sanırım 2 hafta oldu. Muhammed geçtiğimiz Çarşamba akşam dokuzdan sonra hastaneye yattı, Beyazıt da ertesi günü. Cuma sabahı beyazıta ameliyatla kateter takıldı. Perşembe sabah hastaneye yatmışlar. Beyazıt annesine telefon açıp ‘anne ben de hastaneye yattım. Sizi aradım, bulamadım. Benim de yanıma gelsene’ demiş. Tabii ablam odadan çıkamadığı için gidememiş. Şuayip abi onu getirmiş ve camdan annesini ve abisini göstermiş. Ablamlar izmire gittiklerinden beri Beyazıt kateter takılacağı fikrine alışsın diye sürekli ‘beyazıt sana da ağabeyindeki sallanan şeyden takılacak’ diyorlarmış. İlk söylediklerinde ‘bana ne ben ondan istemem’ demiş. Ama dinlememişler ve çocuğu bıktırana kadar söylemişler. Sonunda babaannesine çıkışmış ‘üff tamam anladık, bir daha söyleme’ gibi bir şey söylemiş. Ablam anlattığında, bir taraftan bayağı bir gülerken diğer taraftan kaderine boyun eğen minik yeğenim için üzüldük. Kateter takılacağı zaman ‘benimkisi çok acımıştı, o daha çok küçük nasıl dayanacak?’ diyerek Muhammed bayağı ağlamış. Beyazıt ameliyat saatine kadar oyun odasında oynamış. Ameliyattan çıktığında bayağı ağlamış ama sonra fitil verince rahatlayıp uyumuş. Birkaç saat sonra da tv seyretmeye başlamış. Babaannesi kucağına alıp onu annesi ve abisine göstermiş. Beyazıt özel odada kaldığı için o gece yanında hem babası, hem de babaannesi kalmış. Kemik iliğini çoğaltıp sonra da almak için beyazıta aşı şeklinde yapılan bir ilaç vermeye başlamışlar, sabah ve akşam. Her seferinde çok ağlıyormuş. Bugün eve çıktılar. Çocuk hastaneden çıkınca kurtulacam sanmıştır ama evden gidip ilaç almaya devam edecekmiş. Ablam sana neden taktılar kateteri diye sormuş ‘bilmem ki kimse bana bişey söylemedi’ demiş.
Pazartesi muhammed hastaneye yatacak zannediyorduk ama o gün başka bir dişi daha çekilince Salı günü iyileşme süreci için evde kalmasın söylemişler. Çarşamba akşamı önce ablam gidip odayı temizlemiş ve sonra da Muhammedi yeni odalarında yıkamış ve odaya yerleşmişler. Odanın tüm temizliğini anneler yapıyorlarmış. 2 güne bir nevresimler değişip anneler ve çocuklar yıkanıyorlarmış. Anneler normal hastane yemeği yerken, çocuklara öğle ve akşam yemeği için her öğüne istedikleri yemekleri yapıyorlarmış. Muhammed de anneme telefonda ‘ ne yemek istiyeyim anane’ diye soruyormuş. Odalarının tek duvarı tamamen cammış ve servise bakıyormuş. O camdan karşı odaları, hastaları ve hemşire bankosunu görüyorlarmış. Diğer cam da tavanda küçük bir cammış. Gökyüzünü görebiliyorlarmış, o kadar. İçeride cam açılmadığından sürekli havalandırma çalışıyormuş. Ziyaretçi olursa hapishanedeki gibi telefonla konuşuyorlarmış. Ama sanırım ablamların telefon bozukmuş. Odanın içinde bir kapı varmış ve o kapıdan küçücük yatak dolabı gibi bir başka odaya geçiliyormuş. Ablam orada yatıyormuş. Yatağının uzunluğu muhammedinkisi kadar uzun olmadığı için bacaklarını yatarken tam uzatamıyormuş. İbadetini de o odada yapıyormuş. İbadet sırasında tam dik duramadığı için (sanırım tavan o odada biraz alçak) aklıma hep Eyüp a.s’ın ibadet ettiği mağara aklıma geliyor diyor (urfada, mehmetle gitmiştik).
Muhammed berat dayısı gibi hapları yutamadığı için ablam ona hep ekmek arasında veriyordu, çiğneyerek yesin diye. Ama burada yutması şartmış ve sabah akşam 10’ar tane ilacı çocuk utmaya uğraşıyormuş. Yutmazsa burnundan hortum takmak zorunda kalırız demişler(tehdit değil, gerçek), o da korkudan zorla da yutmaya çalışıyormuş. Bugün öğlen 2 den akşama kadar sürekli kusmuş. Ablam ‘akşam alması gereken ilaçları daha alamadı, belki de sabaha hortum takarlar’ dedi. Perşembe ve Cuma günü muhammede İnşallah kemik iliği verilmeye başlanacakmış. Okuyan varsa lütfen dualarınızdan eksik etmeyin.
Geçen hafta Muhammedi röntgene götürmüşler. Oradaki doktor muhammede hastalığını sormuş, o da ‘ben lösemi hastasıyım’ demiş. Ablamlar şok olmuşlar. Hastalığını öğrenmiş ama ne olduğunu biliyor mu onu bilmiyoruz. Samsunda doktoruyla konuşacağımız zaman kesinlikle odaya o da girmek istiyordu. Annesini babasını doktorla hiç yalnız bırakmıyormuş. ‘Benim hakkımda konuşacaklar, benim de bilme hakkım var’ diyordu. Canım benim o kadar büyüdü ki. Bir tanem benim, canım yeğenim benim.
Salı günü (Muhammed hastaneye yatmadan) annem nihayet uzun zamandır çağırmak istediği misafirlerini çağırdı. Misafir çağırma annem için eğlence için değil. Onun hiç arkadaşı yok. Tek arkadaşı bizleriz. Ayda yılda bir de olsa bir yerlere gidiyor ve sonra onları davet edemeyince utanıyor, üzülüyor. Tek başına altından kalkamayacağını düşünüyor. Geçen geldiğimde de çağırmasını söylemiştim ama nasip bu haftayaymış. Birkaç gün temizliğimiz sürdü. Pazartesi ben tüm evin avizelerini sildim. Gece pasta, börek yapmaya başladım. Sabah erkenden kalkıp işe devam ettik. 13:30 da tam da benim dua ettiğim gibi insanlar geldi. servisi kuzenimin eşi yaptı. Özellikle benim yaptığım her şeye bayılmışlar (tarifler haticedendi). Sofrada yer kalmadığı için biz kuzenlerle mutfakta yedik. Masada yemek sonrası Muhammed için 1000 tane Yasin başlama kararı almışlar, Liste yapıldı. Ben bu kadarını kime dağıtırız diye düşünürken ve sonra o 1000 tane Allah razı olsun 3000 taneye çıktı. İnşallah cumartesinden sonra annemler umreye gidince orada bir hocaya duasını yaptıracaklar. Benimkisi 41 Yasin olsun ve Efendimiz’e (s.a.v) hediye göndereyim diye her gece 5 tane okuyorum. Yaptığımız listedeki herkesi inşallah başka bir liste şeklinde kağıda yazıp (İnşallah annemin okuyabileceği kadar okunaklı yazmaya çalışacağım) anneme vereceğim. Annem hem Mekkede hem de Medinede o kişiler için de dua edecek. Misafirlerin geldiği o gün konuşulan tek konu umreydi. Çünkü amcamların apartmanından (karşımızda oturuyorlar, amcamlara ait) 3 tane çocuk olmak üzere 4 bayan, 1 erkek bu çarşamba gece 20 günlüğüne umreye gidiyorlar. Onlar konuşurken öyle heveslendim ki anlatamam. Allah İnşallah gitmek isteyen herkese nasip eder. Sonraki günlerde annemle kuzenin evine hazırlıklarını görmeye gittik. Annem kıyafetlerine bakıp alması ve çıkarması gereken şeyleri söyledi. Kendimi çok kötü hissettim. Allahım yalvarıyorum n’Olursun bana da nasip et. Tekrar nasip et. Çok istiyorum. Çok özledim.
Çarşamba günü kura listesi açıklandı ve Mehmet benim adım olmadığı için bayağı üzüldü ve beni de üzdü. Nasıl olduysa ilk defa ben sakin olabildim ve hayırlısı dedim. (Buraya gelirken yanımızda tek taş yüzüğümü ve 3 alyansımızı (benim iki farklı alyansım var) getirmiştik ve ben şimdi onları yerini hatırlamıyorum. )Mehmet ‘ ne olacak bizim bu halimiz? Bak evimiz olmadığı için eşyaların yerini unutuyorsun. Sürekli bir şeyleri kaybediyorsun’ dedi. Birazcık haklı da. Allah’tan kızmıyor.
Salı gününden bissürü yiyecek kaldığı için annem yengemleri ve teyzemleri çağırdı. Bu arada mağazadan da babamdan gizli sipariş verdiğimiz eşyalar geldi, mehmetle yattığımız karyolayı diğer odaya koydurdum ve onun yatağı değişti, yatak koruyucu ve 2 tane yastık geldi. yeni gelen bazayı o karyolanın yerine koydurdum. Deri başlığıyla harika oldu. Yatağımız ve yastıklarımız da visco form. Teyzemle geçende aldığımız nevresimi geçirdik. Süper oldu. Bir de tv seyrederken oturmaktan her yanımızın uyuştuğu kanepeyi salona çıkarıp, onun yerine yeni kanepe koyduk. Sonra bahçeden nergis ve lale toplayıp başucumuza koydum. Odamız harika oldu. Şimdilik sürekli düzenli kalması için uğraşıyorum. Aradan bir haftaya yakın geçtiği halde babam hala fark etmedi. Ben de onun üst kata çıkma ihtimali için iki odanın da kapısını hep kapalı tutuyorum. Dediğim gibi aradan kaç gün geçti ben hala çok iyi uyuyamıyorum. Sanırım hala yeni yatağa alışamadım. Mehmet ise benim aksime çok çabuk alıştı. Halinden çok memnun. Bir de perşembeden beri bozuk olan tv miz (digitürk) gösterse.
perşembe annemlerle adliyeye gittik. Sonrasında ben beratın işyerine gittim. Tek ali askere gelecek diye beklerken kankisi özgürde askere gelmiş. Beratın yanına beklerken onlar havaştan yanlışlıkla inip diğer kardeşimin yanına gitmişler. Sonra yanımıza geldiler. Mehmet izin alıp erken gelmeye çalıştıysa da yine de geç oldu ve ben onları alıp et lokantasına götürdüm. Yemek biterken Mehmet geldi. biraz daha oturduk. Mehmet onlara askerde ne yapmaları ve ne yapmamaları gerektiği konusunda bilgi verdi. Ali içeri cep telefonu sokmaya çalışacaktı ve diğer telefonunu da her ihtimal için bize bıraktı. Bizi hiç aramadığı için içeri sokamadı diye düşündük. Özgürün geç kalma endişesi yüzünden saat 4 olmadan onları sahrayı sıhhiyeye bıraktık. Tekrar beratın yanına gittik. Bayağı bir uğraştık hatta benim yüzümden boşu boşuna il sağlık müdürlüğüne gitmek zorunda kaldık. Sonunda eş tayini için başvuruda bulundum. Son tıklamayı Mehmet berata yaptırdı. Berat ‘ne yani eğer eş tayini kabul olmazsa suçlu ben mi olacağım?’ dedi. O akşam beratı da alıp yemeğe meşe tesislerine (top tepe, aşıklar tepesi, bizim kızlar iyi hatırlarlar) yemeğe gittik. Bayağı bir yağmur vardı. biraz ıslandık. Güzel bir tesis yapmış, belediye. Saç kavurma yedik ve fazlasıyla doyduk. Gece annemle mutfakta masada karşılıklı oturmuş Yasin okurken aklıma ablam geldi ve hem annemin telefonundan (iyi ki doğdun annesinin çocuğu) hem de kendi telefonumdan doğum günü mesajı attım. Onlar da daha uyumamışlar, Muhammed de bize mesaj çekti (sizin sevginizle burada duruyoruz…...).
Cuma günüm sabah erken başladı. Önce notere sonra da kargoya gittim. Ankaraya gerekli evrakları yolladım, hayırlısı olur İnşallah. Bu ayın 21 inde eş tayini kabul olup olmadığı belli olacak. Eğer kabul olmazsa o zaman tayin yerim mayısın 2 sinde (mehmetin resmi doğum günü) belli olacak ve 15 gün sonra mayısın 17 sinde (yani doğum günümde) İnşallah tekrar göreve başlayacağım. Araba olmadığı için dolmuş dolana kadar bayağı bekledim. Sonrasında yürüme yolunda ayak bileklerim çok fena ağrıdı (geçende ablamlardan lateral stepper’ı aldım ve sadece 1 gece yaptım). Annem önüme köpek çıkar diye beni yolda karşıladı ve birlikte yürüdük.